Ölümsüzlük!..

Varlık, insanoğluna verilmiş, büyük nimettir hem dünyada hem de ahirette. Ölmek yok olmak değildir, bu sebeple. Belki yer değiştirmek, göç etmektir; asıl vatanına geri dönmek gibidir. Çünkü ebediyen orada kalacağız. Ama yine de insanoğlu yüzyıllardır hep "ölümsüzlüğün" peşinde koşmuştur. En azından uzun yaşamanın derdine düşmüştür. Lokman Hekim'in 'ölümsüzlüğü bulduğu fakat bir köprüden geçerken kaybettiği' rivayetleri hâlen dilden dile dolaşır. Peki, neden ölmek istemez insanoğlu Neden ölümden korkar

Sınav süresinin dolmasını istemeyen öğrenci misali midir Yola çıkmak için hazırlığı olmayan yolcu gibi mi Can tatlı ölüm acısını duymak da çok zor. Hem buraya alışıyoruz hem de sevdiklerimizden kopamıyoruz. Ölüm dostu dosta kavuşturan köprüdür oysa.

Hazreti Mevlâna ölümü 'düğün gecesi' olarak görmüştür. Çünkü asıl bu dünya ayrılık yeridir, onlar için.

Peygamber Efendimizin vefatının yaklaştığını anlayan Hazreti Fatıma, bu duruma üzülürken Peygamberimizin kızının kulağına "bana ilk sen kavuşacaksın" demesi üzerine yüzündeki üzüntünün neşeye dönmesi sevenin sevdiğine kavuşmak istemesi değil de nedir

Hem 'hiç güzel olmasaydı, ölür müydü peygamber' der Üstat Necip Fazıl...

Velhasıl kimi için ayrılıktır ölüm kimi için vuslattır. Allah dostları için ölüm; sevgiliye kavuşmak için can atmaktır. Allah'ı bilmeyenler için ise; can vermek!..

Ölümsüzlüğü arayanlara o zaman güzel bir haber verelim. Aramakla yorulmasınlar. Ölümsüz olmak için dostlar, ölmek gerek. Zira ebedîyurt ahiret. Rabbimiz bize orada ebedîbir hayat vermiş. Tabii ki imanı olan için ne mutlu ölüm. Ölüm hiç kimseyi unutarak vefasızlık etmemiştir. Herkesin kapısını elbet çalacaktır. Onun için bütün mezarlıkların girişinde "Her nefis ölümü tadacaktır" âyet-i kerimesi yazmaktadır. Onun için insanlar birbirine taziyede bulunurken "Allah'tan geldik yine ona döneceğiz" cümlesini söylemektedir...

Rumuz: Gölge

ŞİİR

Ey insanlar

Ey insan!

Bir âlemdesin adı dünya olan

Hûb mührü ile başlayan

Hoş geldin, boş geldin, niye geldin

Ne yaptın

Geldin, varsın ve yoksun

Hikâyesi bunlar olan.

Ey insan!

Değerlisin, üstünsün, nursun.

Yaratılışını eşref kılmış Yaratan.

İnsan...

İnsan ki, unutucu

İnsan makamında kalabilene ne mutlu.

Ya esfel-i safiline inmek isteyenler

Tercihler, ah! Tercihler!

Şaşırıp yanlışa sürüklenenler...

Tercihleri ile kazanan; ya da kaybedenler.

Dünya bir yol

Taşlı, dikenli

İnsan yolcu, yaya, binekli,

Elinde valiz; sanır kalıcı ebedî,

Yanılan da insan, uyanan da insan.

Hûb mührünü açanlar var.

Rabbini, Habibini sevenler var.