Kendisiyle barışık olmak

Toplumda birçok insan Karadeniz'de gemileri batmış gibiyken o niçin bu kadar gülümseyen ve sevecen hâldeydi

"Bir yerden müjde mi aldı" diye düşündüm. Ama hayır o bir gün değil hemen her gün çevresiyle iletişimde hep gülümsüyordu... Onun yüzündeki mutluluk ve tebessüm, benim içime de yansımaya başlamıştı. Dikkat ettim ondaki mutluluk ve heyecan beni de heyecanlandırıyordu... Bir özelliğini fark ettim. Pozitif bir enerjiyle sürekli hareket hâlindeydi... Yorulmak nedir bilmiyordu. Her gün yeni bir heyecan içinde buluyorduk kendisini...

Peki ama niye Bu enerjinin sebebi ne olabilirdi Bir hırs mı Hastalık mı Mecburiyet mi

Hayır, onun acelesi vardı. O, zamanla yarışıyordu... Ama neden Parası mı yoktu, mesleği mi İtibarı mı

Her şeyi vardı ama onu ulaştığı hedefler tatmin etmiyordu. Eriştiği hedefte bir mutluluk molası verip yeni hedeflere yelken açıyordu.

Peki neydi onun hedefi

İnsan... Çünkü o bir hekimdi. Tedavi ettiği hastalarının mutluluğuyla mutlu olmayı, derde derman olabildiğinde çocuklar gibi sevinmeyi kendine ölçü edinmişti. Meğer yüzündeki tebessümlerin her biri iyileştirmeyi başardığı bir insanın sevincini yansıtıyordu. İşte bu aşkla yirmi yılını vermişti mesleğine. En başarılı isimlerle çalışmış tıp dünyasındaki gelişmeleri yakından takip etmiş, her öğrendiği bilgiyi, bir hastasının şifası için kullanmış; başarınca da hastasından daha çok sevinmişti. Diyordu ki: "Herkes mesleğinde gözünü diktiği ufuktaki bir elma için koşup duruyor. Oysa çevrede o kadar güzel meyveler var ki, şaşar kalırsınız."

Yine onun sözüydü:

"Her şeyi devletten beklemek yanlış. Devlet kimdir, sen ben. Çalışırsak çok şey başarırız."

Demek ki bir kimse kendisiyle barışık olursa, moral bozucu olaylara değil de moral verici olaylara odaklanabilirse kendisine de çevresine de huzur ve mutluluk verir. Oturduğu yerden kendini kurup sorunlar içinde boğulmaya başlarsa hem kendisi huzursuz olur hem bu hâli çevresine olumsuz etki eder. Atalarımızın "işleyen demir ışıldar" sözü belki de bunu anlatır.

Ömer Reşat Altınok

ŞİİRZamanda zamanAcıların seni teslim aldığındaSonun içinde yolculuğun başındaİlk belirtisi belirdiğindeİşkence zamanıdır içinde senÇırpındıkça dibe batarken çaresizceYardım beklediklerin uzaktan izlerYardım etmez kader bu derseYalnızlık zamanında senin yangınınYokluklar kapında sıraya girdiğindeSen esir, çaresizce ağlarken sessizSevdan gelmez de korkarsa sevdandanÖlüm zamanıdır, ölümün tam zamanıdır.Hiçbir şey kalmamıştır bu hayattaBelki nefesin bitmesini beklemekBiraz dua, biraz yalvarış az umutTeslimiyet zamanıdır, ölüme