Kaygıyı bırak, harekete geç

İnsanın, şuurlu bir çabayla hayatını dönüştürme yeteneğinden daha cesaret verici bir güç yoktur. Bir kişi düşlerinin peşinden güvenle yürür, hayalini kurduğu hayat için sabırla gayret ederse, hiç ummadığı bir anda beklenmedik bir başarıya kavuşabilir.

Bu hakikati anlatmak için K. Jarvey'in ibretlik öyküsünü aktarmak istiyorum. Yıllar önce, bedenimdeki kimyasal dengenin bozulduğunu fark ettim. Yapılan detaylı testler, en çok korktuğum hastalığın pençesine düştüğümü ortaya koydu. O dönemin önde gelen tıp otoriteleri de aynı kanaatteydi. Çaresizdim. Yolum çıkmaz bir sokağa çıkmıştı. Sonumun yaklaştığını hissetmek yüreğimi paramparça ediyordu. Gençtim, yaşamak istiyordum. Doktorumu aradım ve içimdeki umutsuzluğu gözyaşlarımla dile getirdim. O ise sert bir uyarıda bulundu:

"Ne o Olga, hiç mi mücadele azmin yok Ağlamaya devam edersen elbette ölürsün. Evet, başına en kötüsü gelmiş olabilir. Ama şimdi yapman gereken şey gerçeklerle yüzleşmek, kaygıyı bırakmak ve harekete geçmek."

O sözler beni sarsmıştı. Oracıkta kendime büyük bir yemin ettim: Kaygılanmayacaktım, ağlamayacaktım. Kontrolümde olan her şey için savaşacak, elimden geleni yapacaktım.

Tedavi ağırdı. İleri derecedeki hastalara uygulanan miktarda X ışınına maruz kaldım. Bedenim sıska bir gövdeye dönmüş, kemiklerim âdeta bir tepeye serilmiş kayalar gibi ortaya çıkmıştı. Ayaklarım kurşun gibi ağırlaşıyor, nefes almak dahi zorlaşıyordu. Ama bir kez olsun endişeye kapılmadım. Ağlamadım, tam tersine gülümsemeye çalıştım.

Elbette yalnızca gülümsemenin hastalığı yenebileceğini düşünmüyordum. Ama biliyordum ki neşeli bir ruh hâli, bedenin savaş gücünü artırır. Ve öyle oldu: Allah'ın izniyle hastalığı yendim.

Şimdi geriye dönüp baktığımda, anlıyorum ki: "Endişeyle baş etmeyi bilmeyenler kaybeder."

Mustafa Ali Mahdum

ŞİİR

Zeytin ağacı

Sevgili zeytin ağacı,

Rüzgârla birlikte sallanış hâlin öyle nazenin,

Öyle güzel ki izlemeye doyamıyorum.

İnce dalların seni narin gösterse de,

Onca sıcağa kuraklığa dayanman

Ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

Bu hâlin bana şunu hatırlatıyor;

Kırılgan görünen her şeyi,

Hayata bağlayan bir şey vardır...

Sen zeytinine tutunmuşsun.

Sabırla onu büyütmek için,

Bütün zorluğa direniyorsun.

Biz insanoğlu da,

Kırılgan bir yapıya sahip olmamıza rağmen,

Hayatın bütün gelgitlerine karşı,

Metanetle dayanmaya çalışıyoruz.

İnsan olmanın gerekliliği bu olsa gerek.

Onca acıya,

Onca sıkıntıya rağmen ayakta durabilmek.

Ve bunu aynı senin gibi yapabilmek.

Sessiz ve kibarca...

Asıl maharet bu olsa gerek.

Onca sıcağa,