Farkına varılmak istiyoruz

"Sen hafta sonu yoktun" dedi kadın. Bir aydır her gün geldiği dükkândan iki gün izin almıştı. Olmadığının fark edilmiş olmasına şaşırdı. İşte o an düşündü, farkına varılmanın ötesini.Farkına varılmak istiyoruz hepimiz. Belki de tüm yaşanan şeylerin özeti bu. Hayatta farkına varılmak, farkında olmakla ilintili aslında. Hayat belki de bu meselenin etrafında şekilleniyor. Din bir farkına varmanın, inanmak ya da inanmamak farkındalığın bir tezahürü.Güngörmüş bir adam geldi sonra. Belli ki sabah muhabbeti etmek istiyor. Alırken peyniri, konuşacak ve biraz huzur arayacak. Bazı şeyler pahalı gibi geldi ama "olsun buna da şükür!" dedi, gerisini de getirdi. "Ben bir kutu yağ alacağım diye ne kadar uğraştım biliyor musun" Sonra ekledi: "Çok şükür şimdi aradığımız zaman yağ bulabiliyoruz. Bunu var iken anlamak ve anlatmak zor ama pahalı olursa belki her zaman almazsın fakat olmayınca pahalı da olsa alamazsın. İşte o zaman yoktu hiçbir şey, bulunmuyordu" dedi. Benzin için kilometrelerce kuyruk oluştuğu yıllardı. O bulamadığı senenin 1974 olduğunu da söylemeyi unutmadı."Acaba neden yokluk olmuştu O tarihte Kıbrıs Barış Harekâtı yapıldı, ondan olmasın" diye sordu adam. Yaşlı adam bu gerekçeyi pek doğru bulmadı. Ya da ne yaşandığını hatırlamadı.Yokluk, bir anlamda farkına varılamayan şeylerdir. Olanın sebebini bilmiyorsan, sonucunun da nereye varacağını tahmin edemezsin.Farkına varmak, öyle kolay değil belki. Bilmek ama bildiğini de bilmek gerekir. Güngörmek ise ayrı bir basamak. Bir arayış aslında. Ne aradığını bilmeyen insan ne bulacağını da bilemez.Hayat boyu farkına varmak için yaşarız. Ne kadar farklı insanlar olsak da arayışımız hep aynıdır. Aranan ne şöhret ne para ne itibar, makam ne mevki... Kendini nereye koyuyorsan bulacağın da ona yakın olacak elbet. Dününü bilmezsen yarına hazır olamazsın. Serhat Yahyaoğlu ŞİİR Kalem ve kâğıt Önce kalemimi aldım elimeSonra bir beyaz kâğıtÇocukluğum kadar temizdi o kâğıtDuygularımı, şu anki hislerimi anlattıkçaKarardı. Yazma dedi kâğıt,Kalemim ağladı ardındanBir veda mektubuydu belki yazdıklarımYa da sorguladıklarım...Şiirlerimde, kalemimle gizledim adınıAnlamasınlar diyeVatan dedim aşkımaOysa vatan sendin âşığı benSustu kalem, karardı iyice kâğıtSadece beni dinlediGözyaşımla ıslanan kâğıtElimde kırılan kalemKalemi de kırdım kâğıdı da üzdümHiddetlendi kâğıtYapma artık dur dercesineSana ne oldu dercesine haykırdı.Konuşamadım, yalnızca sustumİçime attıklarım, sorgularım, duygularımBir valize koydum hepsiniKırık kalemim, ıslak kağıdım veYok olmaya mahkûm kendi benliğim ileSon kez elveda der misali,Hoşça ve dostça kalın