Eleştiride en önemli nokta
Eleştiri kelimesinin kullanımı önceden tenkit şeklinde idi. Tenkit, karşı tarafın söz hâl ve davranışından birini veya birkaçını beğenmemektir. Hatanın ve eksikliğin kabul ettirilmesidir. Karşı tarafa gösterilen tepkidir. Ne yazık ki bu ikili ilişkileri sekteye uğratır. Kırgınlık, dargınlık hatta nefrete kadar gidebilen sonuçlar çıkarabilir.
Bunun için eleştirinin yeri ve zamanı çok önem taşır. İlk önce şunu bilmeliyiz ki hiç ama hiç kimse eleştirilmek istemez. Gönül kırıcıdır. Onarılması da zor olabilir. Eleştiri topluluk içinde iken yapılmamalı. Şahsın küçük düşmesine, rencide olmasına neden olur. Eleştirinin tek konusu olmalı. Birden fazla eleştiri konusu gündeme getirilirse hem konu dağılır hem de karşı tarafın kendisini savunma yapmasına sevk eder. Eleştiri olacak ise görülen bir hata vakit kaybetmeden mümkünse hemen yapılmalıdır. Ayrıca araya kesinlikle bir aracı koymamalıdır. Direk şahsın kendisine söylenmelidir. Eleştiri yapılacaksa kendini de katarak herkesin hata yapabileceği ön bilgisiyle başlayıp uygun ses tonu ve nezaket kuralları içerisinde yapılmalıdır.Eleştiride belki de dikkat edilmesi gereken en önemli nokta şudur ki eleştiri kesinlikle kişinin şahsiyetine kişiliğine yönelik yapılmamalıdır. "Sen yaramaz adamın tekisin" "çok inatçısın" gibi sözler kişinin kişiliğini hedef alır. Kimse bunu kabul edemez. O hâlde nasıl söylenmeliÖrnek olarak "İnatçı tutum sergilemen şart mı", "Senin böyle yanlış davranış içinde olacağın hiç aklıma gelmezdi" vb. Eleştiri böyle olursa kişi davranışın hoş olmadığını fark ederek davranış biçimini değiştirmesi gerektiğini düşünecektir. Eleştirinin olumlu yönü olmalı ve ifade edilmelidir. Böyle tenkit iki tarafı da üzmez. Hayat normal akışı içinde huzurlu ve mutlu bir şekilde devam eder. İletişim yasalarından olan eleştiri kişiliğe değil davranışa olmalıdır.Nurettin Bozan-EskişehirŞİİRSonbaharSarı yapraklar, deli rüzgârlar ve ayrılıklar göçlerÜmitlerim ve sevdalarım gözlerde yaş.Gönüllerde depremlerle sonbahar geldi.Melankoli ile ruhumu esir aldı geceler gibiHer güzellik göç etti bilinmez kalan ben.Hasret, özlem, karanlık, dört duvar ve bir balıkTekerlekli sandalyemde acılarım içerken.Ufku izliyorum gidenleri bekliyorum karanlığımda,Çaresiz, bitap, deprem geçirmiş şehir misali yıkıkSonbahar geldi, tsunami gibi beni vurdu geçti.Lütfü YararBahaneFuzuli demiş ki ne var âlemde,Aşk imiş sevgiymiş muhabbet imişİlmi bile sorgulamış şiirde,