Doksan binden on beş bine

Büyük münevver, yazar ve mütefekkir Mehmet Doğan geçen yıl aramızdan ayrıldı. Kurucularından olduğu Türkiye Yazarlar Birliği'nin başkanlığını yürütmüştü. Eserlerinin ekseriyetini okumaya muktedir olduk.

Mehmet Doğan,eserlerinde lisan ve irfan meselelerimizi ele alır."Büyük Türkçe Sözlük" eşsiz bir lügat ve müracaat kaynağıdır. Kamus meselesiyle hemhâl olan sayılı münevverlerdendir. "Bir Lügat Bulamadım", "Kelimelerin Seyir Defteri" kitaplarında Türkçenin kelime ummanında gezinir; lisanımızın sahipsizliğine isyan edersiniz.

Üstadın "Türkçe mücahidi, Türkçe sevdalısı" olarak isimlendirilmesinin sebebi "Öz Türkçeleştirme" cereyanını her cihetten tahlil etmesi, dilimize verdiği hasarın sarih (net, anlaşılır) bir fotoğrafını çekmesidir. "Türkçenin cenaze töreni" adlı kitabında ve bütün eserlerinde bu hususa değinir. Tanzimat'la beraber lisanımızda tabii, sıhhatli bir sadeleşmenin yapıldığını anlatır. 1890'larda hazırlanan "Redhouse-İngilizce Türkçe Sözlük'te 90.000 kelimemiz vardır. 1900'lerin ilk çeyreğinde modern, zengin bir Türkçe vücuda gelmiştir. 35-40 sene sonraki Öz Türkçeleştirme cereyanında, mütekâmil (kemâle ermiş) Türkçe heder olur; 15.000 kelimelik sözlüğe mahkûm edilir.

Üstad, tespitleriyle, misalleriyle meseleyi izah eder.Örneğin,"buhran" yerine, "bunalım" kelimesi uydurulur. Manayı karşılamayınca "kriz" kelimesi kullanılır. Islahata "yenilik" denir. Fakat "reform" kelimesi dile yerleşir. 19. asırda, Osmanlı coğrafyasında, tıp fakülteleri açılır. Tıp terimlerinin tamamına Türkçe karşılıklar bulunur.Dilde sadeleşme fırtınasında bu terimlere öz Türkçe karşılıklar uydurulur. Lakin kabul görmez; "Latince" terminoloji dile yerleşir. Öz Türkçeleştirme "Latinceleşme" ile neticelenir.

Hülasa, Türkçenin ahengi bozulur, kelime varlığı budanır.Doğan, bu vaziyeti "sentetik Türkçe" olarak tasvir eder. Mehmet Doğan'ı saygı ve rahmetle yâd ediyoruz...

Hakan Karagöz-Ankara

ŞİİR

Bedelli mutluluk

Mutluluğun da bir bedeli vardır.

Anlar ardından gelen kederli anılar misali,

Hüzün gibi,

Burulan içim gibi,

Kanadı kırılmış kırlangıç gibi…

Mutluluğun da bir bedeli vardır,

Tekrarı olmayan bir bahar gibi…

Bulutlara dönerek,

Yeşili, maviyi, kahverengiyi görerek,

Siyaha en çok simsiyaha dönerek,

Bedelini ödedim.

Bedelli mutluluklar dünyasında,

Sonsuz olmak hülyasında,