Çocuk yetiştirmek

Günümüzde çocuklar ekrana teslim edilmiş durumda. Ailenin çocuğunun ne izlediği ile ilgili bir endişesi yok. Çocuk telefonda neler izlemiş, neler yapmış anne, baba sorgulamıyor bile. Gün boyu ekranda nelere maruz kalmış, bunu kimse düşünmüyor Ne kadar acı değil mi Siz sokakta yürürken tanımadığınız biri çocuğunuzla konuşmak istese, onunla biraz vakit geçirmek istese. Veya size sormadan kolundan tutup götürse, saatlerce vakit geçirmek istese Tabiİ ki o kişiyi asla çocuğunuza yanaştırmazsınız. Üstüne üstlük rahatsız ettiği için polisi bile ararsınız Hâlbuki çocuğunuzun eline telefon vererek, ona her şeye bakma yetkisi vererek, sokakta selam vermeyeceğiniz kötü karakterdeki insanları evinizde saatlerce misafir ediyorsunuz Bundan ise hiç rahatsızlık duymuyorsunuz Hâlbuki çocuğunu yetiştirmek isteyen her ailenin çocuğunun neler izlediğini de bilmesi ve kontrol altına alması gerekir Demişler ya: "Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim."

Ben de şöyle diyorum: "Bana ne okuyup izlediğini söyle sana ne yolda olduğunu söyleyeyim."

Sevmediğiniz tasvip etmediğiniz davranışların yüzlercesi ekran, internet ve kitaplar vasıtası ile çocuklarınıza aşılanıyor Bu çocuk neden böyle "Bu çocuk bunları nereden öğrendi" demek yerine dönüp biraz kendinizi mi tahlil etsek Anne baba olarak çocuğumu yetiştirme derdi ile dertleniyor muyum Yoksa eline telefon verip "aman bana dokunmasın, şu işlerimi rahatça yapayım" derdinde misiniz Böyle yaparsanız, gelecekte sizinle iletişime geçmek istemediğinde de şaşırmayacaksınız. Çünkü sizinle paylaşacak hiçbir şeyi olmayacak Çocuklarınızla mutlaka ve mutlaka iletişim hâlinde kalın. Onun evde sizinle birlikte oturmasına izin verin, kendine oyun kurma, hayal gücünü geliştirme becerilerini destekleyin. Bilesiniz ki ileride bu çocuklar mutsuz bir ergene amaçsız ve umutsuz yetişkinlere dönüşür

Amine Kübra Salar

ŞİİR

Sen tavuksun!

Bir gün, avcının biri zirvelerde gezerken

Keskin bakışlarıyla, etrafını süzerken

Bir kartal yumurtası bakar ki, durur yerde

Düşünür ki; sâhibi haşmetli kartal nerde

Vicdanıysa, elvermez onu koyup gitmeye

Dağdaki kurda, kuşa, bırakıp yem etmeye

Alıp getirir eve binip atın sırtına

Koyar yatmakta olan gurk tavuğun altına...

Vakti tamam olunca yumurtalar çatlıyor

Kabuğundan sıyrılan, ortalığa atlıyor

Sarı sarı civcivler, hep bir soyda, bir boyda

Anası sıfatlılar, pek farkları yok huyda...

Ama soyu başka ya, bizim kartal yavrusu

İşte o günden başlar yüreğinin ağrısı

Yemlenmeye başlar o, civcivlerle birlikte

Bir süre devam eder, bu düzen, bu dirlikte

Yine bir gün, yem yerken kasvet çöker özüne

Kaldırır başını o, masmavi gökyüzüne

Bakar ki asil bir kuş, ihtişamla süzülür

Bunu gören yavru kuş, yüreğinden üzülür...

O bir kartal yavrusu Özünde uçmak var ya

"Tavukça" yaşadığı dünyadan kaçmak var ya

Çile çeşit çeşittir Başa gelen çekilir

Ve lâkin uçmak varken, niçin yerde sekilir