Anlamaya değil hissetmeye çalışalım. Çünkü bazı değerler onu anlamanın ötesindedir. Ciddi işe yaradığını düşünen kişi, konuyu "vazgeçilmez" noktasına kadar götürür. Hâlbuki sadece göreviyle ilgilenilse huzur ve sonsuz güzellik ve zarafet oluşur. Biliyoruz ki en değerli nasihatler kendi hatalarımız ve başkalarının hatalarından çıkarılan derslerdir...
Konuyu anlaşılır kılmak için bir anekdot sunmak istiyorum... Numan bin Sabit Hazretleri kırda talebeleri ile yürürken bir yabancı görürler. Talebelerine "şu gördüğünüz kişi ilkokul öğretmenidir. Bir çocuk aramaktadır, koynunda tatlı vardır ve Horasanlıdır" buyurur. Talebeler gidip o kişiye sorarlar. Cevabı aynen hocalarının bildirdiği gibidir. Hocaları buyurur ki:"Bu bilgi keramet değil bir ferasettir...Onun öğretmen olduğunu çocuksu yüzünden anladım. Çocukları aradığını sağa sola bakmasından, koynunda tatlı olduğunu da koynuna sinek girerken gördüm. Ayağındaki çamuru ancak Horasan'da görebilirsiniz..."Feraset öteden beri insanların ilgisini çeker... Sözlükte "firâset" yazılır. "Keşfetme, sezme, ileri görüşlülük" gibi manalara gelir. Dar anlamda ise bir kimsenin dış görünüşüne bakarak onun kişiliği ve karakteri hakkında tahminde bulunmayı ifade ederken daha geniş anlamda ise akıl ve duyu organlarıyla bilinemeyen, ancak sezgi gücüyle ulaşılan bütün bilgi alanlarını kapsamaktadır.Feraseti bir ilim olarak temellendirmeye çalışanlar olmuştur. Onlara göre bir kimsenin fizikî yapısına yani boyuna rengine, çeşitli organlarının yapısına; el ve yüz hatlarına bakarak onun ahlâk ve karakterini teşhis etmek mümkündür. Bundan dolayı eski çağlarda hükümdarlar, kendilerine görev verecekleri kimselerin seçiminde bu ilmin verilerinden faydalanmak istemişlerdir...Hadisi şerifte "Müminin ferasetinden korkun, o Allah'ın nuru ile bakar" buyurulmuştur.Mustafa Ali MahdumŞİİRİner miyim hiçDikkatli şekilde bakın yüzümeHer selam verene kanar mıyım hiçİlk önce saygıyı koydum özümeKötüyle kendimi sınar mıyım hiçSayısız belanın durdum dışındaYoksulun derdini gördüm başındaHudutsuz dertlerin karakışındaSoğuktan titreyip donar mıyım hiçHer şartta sevenin koluna girdimKolumdan tutanın yoluna girdimDuygu yağmurunun seline girdimNefretin közünde yanar mıyım hiç