Yetenekli Kalemler

Türkiye

Şiddet sınıflandırılır mı

Son zamanlarda dilimizin en sık konuşulan gündeme getirilen kelimesi oldu şiddet "Kadına şiddet", "doktora şiddet", "çocuğa şiddet", "hayvanlara şiddet" say sayabildiğin kadar Bu şekildeki söylemler şiddetin kendisini değil de muhatap kabul edilen grubu öne çıkarmaktadır. Esas mesele şiddetin toplumdaki varlığıdır. Yani toplumdaki bireylerin şiddet

Çanakkale gerçek bir destandır -2-

Çanakkale aynı zamanda, şanlı ve eşsiz bir destandır. Bu destanın içinde hayali devler değil, bunlardan daha vahşi, daha gaddar, daha acımasız düşmanlar rol almış, her türlü çirkin ve rezilliklerle bir milleti yok etmeye çalışmıştır. Buna karşılık Mehmetçik, aklın almadığı, gücün yetmediği taş kalplilerin anlayamadığı ibret sahneleri icra etmiştir.

Çanakkale gerçek bir destandır -1-

Tarihte iz bırakan bazı olaylar hüzünlüdür, acılarımızı depreştirir. Fakat Çanakkale, öyle kutlu ve anlamlı ki, ağrısı gurur vermekte, kederi gönüllerde yanık türkülere beste olmaktadır. Andıkça bir o kadar onurlandıran, başımızı dik tutmamıza vesile olan, böylesine eşsiz bir destanı, nesillere yeni baştan "bütün bilinmezlerini ortaya çıkararak" ta

Karıncanın intikamı!..

Çocukken bir arkadaşım, cevabı komik olan bir bilmece sormuştu. Bir filin üzerinde on karınca varmış. Fil hortumunu bir savurmuş dokuzu düşmüş. Sadece bir karınca filin sırtında kalmış. Yere düşen dokuz karınca hep bir ağızdan filin üstünde kalan karıncaya ne demiş "Ez onu ez, intikamımızı al" demiş. Rusya'nın, hak hukuk tanımadan, Ukrayna'yı işgal

Endülüs'ten sürülenler ve kitapları

Türk milleti tarih boyunca fetih ruhuyla hareket etmiş, serhat boylarında at koşturmuş büyük devletler vücuda getirmiştir. Milletimiz, yüce dinimiz İslamiyet'i kabul ettikten sonra İslam medeniyetinin mühim ve ayrılmaz bir parçası, âlem-i islâmın hamisi olmuştur. Bu minvalde (biçimde), kadim lisanımız Türkçe, ilmî, dinî ve edebî sahalarda İslam irf

Bouvet zırhlısı batınca...

İttihat ve Terakki Partisi ve onun yüksek kademedeki idarecileri tarafından affedilmez bir hata eseri olarak 1914'te Birinci Dünya Harbine sokulan Osmanlı Devleti, itilâf devletleri ile dört ayrı cephede ve bölgede çarpışmak zorunda kalmıştı. Birinci Dünya Harbinde bütün kaynaklarını ve imkânlarını seferber eden Osmanlı Devleti, daha savaşın başınd

Asıl hedef Türkiye mi -2-

Osmanlı imparatorluğunun bakiyesi olan Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar ve Orta Doğu'daki bitmek bilmeyen kan ve gözyaşının bir asırdan beri sürmesi esasında bir koca imparatorluğun ardından bir cihan imparatorluğunun vatandaşlarının bizimle irtibat kurmamasına yöneliktir. Dün anlattığımız gibi bu üç kıtada yer alan Osmanlı imparatorluğunun eski vilay

Asıl hedef Türkiye mi -1-

Biraz tarih şuuru olan herkes bilir ki Osmanlı'nın tasfiyesi ve paylaşımı henüz tamamlanmamıştır. Fakat nihai hedefin elde kalan bir avuç Anadolu toprağı olduğunu bu millete ve yetişmekte olan çocuklarımıza belletmek zorundayız. Aksi hâlde, biz içeride kısır çekişmelerle birbirimizi yerken, canavarların etrafımızı kuşattığının farkına bile varamayı

Adana'yı dinliyorum gözlerim kapalı...

Mis gibi tahıl kokusu dolar genzime. Gözlerimi kapatırım. Avuç içlerim karıncalara dönük. Başak uçları dolanır parmaklarıma. Rüzgârda birbirlerine yaslandıklarındaki çıtırtılarını duyarım ensemde. Bellidir güneşle boyandıkları, görmesem de. Bir kelebek kanadı sürter koluma içim ürperir. Kırmızılarını döker gelincikler. Seyhan vakurca akar sıcağa in

Strateji üzerine...

Bir milletin veya milletlerin savunmasında askerî, siyasi, ekonomik ve manevî güçleri bir arada kullanma ve düzenleme sanatına günümüzde strateji deniliyor. Strateji, kelimesi eski Yunancada "Generalin Sanatı" anlamına geliyormuş. Ama değişik zamanlarda birçok ünlü stratejiyi kendi penceresinden tarif etmiş. Örnek olarak Prusyalı General Clawewitc