Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (69)

"Ölüler! Onun ölümüne bir kere daha ölmek için ayağa kalkın! Dünya! Dönme dur! İlh"

İkinci metin de, yine Sertel'ler tarafından neşredilen Tan gazetesinin 19 Kasım 1938 târihli nüshasının ikinci sayfasında, "Atatürk Geçecek" başlıklı, üstelik Gazete nâmına kaleme alınmış bir hezeyânnâmedir. Öyle ki Fahri Ecevit'in yukarıda naklettiğimiz hezeyânnâmesinden hiç geri kalmıyor:

"Ey milyarlarca yıldır yanan güneş!

Bu sabah erken uyan!

Bütün aydınlıklarını toprağa dök! Yıka yolları!

Onun geçeceği yerlerde en küçük bir leke kalmasın!

Milyarlarca yıldır eşini görmediğin mukaddes ölü geçecek!..

Ey gece yarılarında onun son ihtizarına şahit olmuş olan yıldızlar!

Ölümüne dehşetle ağlıyan gözleriniz bir daha açılmamak üzere kapansın!

Semalarda yerini değiştiren güneş gibi Atatürk geçecek!

Ey Onun ışıklı gözlerinin rengini taşıyan mavi gök! Bütün Aydınlığını Onun üstüne dökmek için yere in!

Üç buudlu bir top arabasının içinde dünyaların kalbi geçecek!

Ölüler!

Tıkana tıkana, hıçkıra hıçkıra ağlamak ve Onun ölümüne bir kere daha ölmek için ayağa kalkın!

O geçecek!

Diriler!

Yalnız ona, son defa ona, bir daha hiç kimseye ağlamamak üzere ona ağlamak için geçeceği yollarda secdeye varın!

En büyüğünüz geçecek!

Rüzgâr esme! Taş ol!

Yollar!

Saf ol!

Dünya!

Dönme dur!

Ve sen, ey gözümüzde renk, kulaklarımızda ses ve yüreklerimizde muhabbet olan Atam!

Bir dakika gözlerini aç!

Çünkü, toprağına indirilmek üzere önümüzden son defa geçeceksin!" (Gazete nâmına "Tan" imzâsıyle kaleme alınmış yazı, Tan, 19.11.1938, s. 2)

Sabiha Sertel'e göre, Milletin kızları da, "kendilerini kölelikden kurtaran Kemalizme" bekcilik etmelidir!

Tan gazetesi nâmına kaleme alınmış yukarıdaki hezeyânnâmenin hemen bitişiğinde Sabiha Sertel'in günlük fıkrası bulunuyordu: "Atatürk kızları" Sabataî Cemâatinin bu güzîdesi, Türk kızlarına, "kendilerini kölelikden kurtaran Atatürk'e" minnetdârlıklarının îcâbı olarak, "onları köleliğe mahkûm eden" Müslümanlıkla ("Şerîat"le) mücâdele etme ve Kemalizmin bekciliğini yapma vazîfesi veriyor:

"Atatürk kızları ona candan bağlıdırlar. Çünkü, bu memlekette onlara medenî haklarını veren, insan gibi yaşamak, vatandaş gibi bu ülkede rey sahibi olmak hakkını ilk veren adam odur.

(Sertel'lerin Tan gazetesi, 19.11.1938, ss. 1 ve 2)

20. asırda, Sabatay Sevi'nin yerine Mustafa Kemâl'i ikâme eden Sabataî Cemâati, bir asırdır, bizi de yeni "İlâh"ına tapmıya icbâr ediyor... (1. sayfadaki resimde, Başvekîl ve berâberindeki zevât, "Mutlak Şef"in katafalkı önünde, rükû vazıyetinde, arz-ı ubûdiyet ediyorlar Âyin havasındaki bütün bu gösterişli merâsimler, sayfalar dolusu acıklı sahne fotoğrafları, bir asırdır, 365 gün 724 sürüp giden tek taraflı propaganda hep aynı gâyeye ulaşmak içindir)

"Bugün ağlayan kızın anası, esaret zincirlerini bileklerinde taşımış, saltanat ve şeriatin mahkûm ettiği köleydi. Bu köleyi insan mevkiine çıkaran, ona kanunların tekeffülü altında hürriyet ve müsavatı veren, cemiyetin kollarına bağladığı zulüm zincirini çözen Atatürk, ve Atatürkün esasî teşkilâtı, ve medenî kanunlarıdır.

"Atatürkün kızları ağlarken bu göz yaşlarının içinde, bir kurtarıcıyı kaybetmenin, bir inkılâpçıyı, büyük bir Türkü kaybetmenin acısı, ayni zamanda bu neslin kölelikten kurtuluşunun minnet ve şükranı da vardır.

"Atatürk kızları ona lâyık çocuklar olduklarını isbat etmek için, hiç bir gün yese düşmemelidirler. İstikbal onlarındır. Bu büyük eseri bütün gençler birden bekleyecek, ona el uzatmağa teşebbüs edenler olursa, hep birden bu elleri kıracaklardır.

"Bugün döktüğünüz bu göz yaşları, yarın size inkılâp yolunda yürümenin azim ve imanını da verecektir. Çünkü Atatürkün kızlarısınız." (Sabiha Sertel, "Atatürk kızları", Tan, 19.11.1038, s. 2)