Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (140)

Kızıl tedhîşçiler, "TARİŞ'i mahvettiler"!

Milliyet'in tafsîlâtlı haberinden, Kızıl tedhîşçilerin, Türkiye'de nasıl adım adım bir Komünist İhtilâli gerçekleştirmiye çalıştıkları ve bu çerçevede, Türkiye'yi o zamânlar nasıl bir kargaşa vasatına ve iktisâdî yıkıma götürdükleri gâyet iyi anlaşılıyor. 2 Şubat 1980 târihli Tercüman'dan ise, TARİŞ'e verdikleri muazzam zarâr öğreniliyor:

"İşte gerçek: 'İşçilerimiz üretim araçlarını tahrip etmezler' diyen DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk yalan söylüyor! Militanlar TARİŞ'i mahvettiler!

"İşgalci militanlar, 40 ton işlenmiş iplik, 120 ton yarı mamûl iplik ile 300 balya pamuğu kullanılmaz hale getirdi… Binlerce çiftçi ve küçük tasarruf sahibi vatandaşın ortak bulunduğu TARİŞ'teki tahribat büyük bir üzüntü yarattı… DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk'ün yalan söylediğini, dün yerli ve yabancı basın mensupları gözleriyle gördüler… (Zarâr tahmîni: 1, 5 milyar TL…)

"(Resim altı yazıları:) Çiğli İplik Fabrikası, düşman işgaline uğramış bir ülkede tahrip edilen bir fabrika görünümü içindeydi. Tanesi 10 bin lira olan 75 bin iğ sökülmüş, mızrak haline getirilmişti. Milyonlarca liralık pamuk da kullanılmaz hale gelmişti… 100 bin iğlik Çiğli İplik Fabrikası, militanların işgaline uğramadan önce ülke ekonomisine büyük yararı olan pırıl pırıl bir tesisti. Baştürk, 'Biz üretim araçlarını tahrip etmeyiz' diye beyanat verirken, binlerce küçük çiftçinin makineleri çoktan kullanılmaz hale gelmişti… TARİŞ olaylarını normal bir işçi direnişi gibi göstermek isteyenleri tekzip eden bir tablo. Fabrikada ele geçirilen silahlardan bir kısmı görülüyor. Günlerce Türk güvenlik kuvvetlerine kurşun yağdıranlar, üretim araçlarını tahrip etmek bir yana, polis öldürmekten de çekinmediler…" (Tercüman, 22.2.1980, s. 1)

1968 – 1980 devresinde Türkiye'de hüküm süren tedhîşçilik ve kargaşa vasatından en büyük menfâat̃ elde eden ve bu bakımdan, aynı zamânda onu teşvîk eden belli başlı zümrelerden biri, silâh mafyaları idi.

Aşağıdaki birkaç haber bu tesbîtimizle alâkalıdır:

THKO'ya Bulgaristan üzerinden TIR'larla silâh sevk̆iyâtı

Birinci haberde bahis mevzûu olan, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO)'dur. Bu Marksist-Leninist tedhîşçi teşkîlât; Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Sinan Cemgil, Alparslan Özdoğan, Kadir Manga, Taylan Özgür, Cihan Alptekin ve Mustafa Yalçıner tarafından têsîs edilmişti. İlk silâhlı "eylem"ini 29 Aralık 1970'te yapmakla berâber, têsîsini, 4 Mart 1971'de efk̃ârıumûmiyeye duyurmuştu. (https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye_Halk_Kurtulu%C5%9F_Ordusu; 12.8.2025)

Müessis kadrosundaki ilk üç isim, 6 Mayıs 1972'de îdâm edilmiş ve Mütehakkim Zümre tarafından kahramanlaştırılmışlardır. Öyle ki Ankara gibi bâzı şehirlerde, CHP Belediyesi tarafından, caddelere Deniz Gezmiş isminin verildiği görülmektedir.

Haber, 1976 senesine âiddir:

"Önceki gün Kapıkule'de ortaya çıkarılan silâh kaçakçılığı üzerine yapılan incelemeler ve silâhları getiren Cezayirli Mekki'nin verdiği ifadeler, daha önce ortaya çıkarılan silâh kaçakçılığı olayları ile ilişki kurulmasını sağlamıştır.

"Bu arada Gaziantep'in Başpınar mevkiinde bir çukurda bulunmuş deri ceketli bir yabancının cesedi ve cesedin 900 metre uzaklığında kenara çekilmiş, gümrük mühürleri sökülmüş bir TIR kamyonu da silâh kaçakçılığı soruşturmaları ile birleştirilmiş, boş TIR kamyonunun içinde ele geçen kutular ile Islahiye'de ele geçirilen içi silâh dolu TIR kamyonundan alınan kutular arasında benzerlik tespit edilmiştir.

"Güvenlik kuruluşları yetkilileri, 16 gün önce bulunan ceset ve boş TIR kamyonu, 14 gün önce yakalanan içi silâh dolu TIR kamyonu nedeniyle Gaziantep, Urfa, Diyarbakır, Hatay bölgelerinin 'Kritik bölge' ilân edildiğini belirtmişler, 'Bu bölge üzerinden başlatılan soruşturmalar, İstanbul'da bir başka silâh kaçakçılığının aydınlatılmasına imkân verdi' demişlerdir.

"Aynı güvenlik yetkilisi, bu yılın başından beri ortaya çıkarılan silâh kaçakçılarının merkez olarak Gaziantep ve çevresini seçtiğini belirtmiş, şunları söylemiştir:

'Yılbaşında Gaziantep'te büyük bir operasyon yapılmış ve Türk[iye] Halk Kurtuluş Ordusu'nun önemli iki hücresi ele geçirilmiştir. Arkadan bölgede bir silâh kaçakçılığı ve bir de silâh kaçakçılığında kullanılan boş bir kamyon ile bir yabancı şahsın cesedi bulunmuştur. İstanbul ve sonra da Edirne olayları üzerinde yapılan incelemeler, hedefin Gaziantep olduğunu göstermektedir.'

"Güvenlik yetkilileri, Gaziantep ve çevresinde Türk[iye] Halk Kurtuluş Ordusu'nun faaliyet gösterdiğini belirtmişler, şunları söylemişlerdir:

'Türk[iye] Halk Kurtuluş Ordusu, Elbistan bölgesinde ve Nurhak Dağlarında etki sağlamak istemektedir. Bölgedeki hassas çalışmalar, örgütü zor durumda bırakmıştır. Tedbirlere rağmen bölgeye Bulgaristan üzerinden TIR kamyonları ile kaçak silâhlar sokulmak istenmektedir.' " (Hürriyet, 6.10.1976, s. 3)