Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (127)

Yeni Sabah gazetesi

Yeni Sabah'ın (gazetelerin hemen hepsi gibi) "Atatürk İlâvesi" veren 10 Kasım 1953 târihli nüshasının birinci sayfasından bâzı başlıklar:

"Atatürk'ün naaşı bugün Anıt-Kabire tevdi ediliyor… Atatürk'ün gül ağacından yapılmış olan tabutu dün açıldı ve ilâçlandı. Naaşın, tabuta konulduğu gibi kalmış olduğu görüldü… Büyük Ata'nın irtihalinin 15. Yıldönümü, bugün, yurdun her tarafında yâdedilecek. Sabahleyin 9 u 5 geçe beş dakikalık ihtiram sükûtunda bulunulacak…"

Gazete, bu başlığıyle, yukarıda bahsettiğimiz resmî teblîği tekzîb etmiş oluyor: "Tabut dün açıldı ve ilâçlandı"… Bu haber, Prof. Dr. Kâmile Mutlu'nun ifâdesine uygundur. Naaş, kontrol edildikden sonra tekrâr ilâclanmış ve tahnît bozulmamıştır…

Sabri Esat Siyavuşgil'in başmakâlesi: "Atatürk bayrağımızdır"…

"Millî matemin 15 inci yıldönümünde İstanbulda muhteşem törenler yapılacak… Talebe teşekkülleri birer beyanname yayınladı…"

"Kabri tavâf ediliyor"

Yeni Sabah'ın 11 Kasım 1953 târihli nüshasında ise şu başlıklar dikkati çekiyor.

"Dün Atatürk ebedî istirahatgâhına tevdî edildi… Atatürk'ün ziyarete açık bulunan kabrini 70,000 kişi tavaf etti… Ankarada yapılan merasim 9,05 den 13.30 a kadar sürdü… Naaş kabire tevdi edildikten sonra bir defin tutanağı imzalandı. Türkiye Millî Talebe Federasyonu Atatürk'e bir sevgi gösterisi hazırlıyor…"

"Kraliçe Elizabeth'in Celâl Bayara telgrafı… Times Anıt-Kabirin büyük bir resmini neşretti…"

"Atatürk'ün kabrinden Koreye toprak…"

"Şehrimizde yapılan muhteşem ihtifal… Dün sabah 9.05 de, bayrakları yarıya inmiş İstanbul, O'nun mânevî huzurunda bir daha eğildi. Gençliğin tertip ettiği toplantılarda Büyük Atatürk'ün dehası hararetle yâdeldi…"

Son Posta gazetesi

Yukarıda, bu gazetenin bir Sabataî-Mason teşebbüsü olduğunu îzâh etmiştik.

Dîğer gazeteler gibi, Son Posta'nın da 10 ve 11 Kasım 1953 târihli nüshalarının hemen her sayfası Mumyalı Naaşın Anıtkabr'e Nakli Hâdisesinin haberleri ve Mustafa Kemâl'in fevkalâdeliğine dâir makâlelerle doldurulmuştu.

10 Kasım 1953 târihli nüshasının birinci sayfasında, Farmason gazeteci ve siyâset adamı Selim Ragıp Emeç, "Atatürk için…" başlıklı bir başmakâle neşrediyor… Aynı sayfadan dîğer câlib-i dikkat başlıklar:

"Bugün bütün eğlence yerleri kapalı kalacak… 9.05 de bayraklar yarıya inerek saygı duruşu yapılacak, nakil vasıtaları duracak ve radyolar merasimi yayınlayacak…"

"Ankarada meydanlar doldu, yollar tıkandı… Güzergâhtaki binaların pencere ve damları adam başına 50-200 lira arasında kiralandı…"

Ve yine bir "kerâmet" haberi: "Atanın tabutu 15 sene sonra açıldı… Na'şın hiç bozulmamış olduğu, kirpikleriyle bıyıklarının bile başak sarısı rengini muhafaza ettiği görüldü…"

11 Kasım 1953 târihli Son Posta'nın birinci sayfasından bâzı başlıklar:

"O'nu kurtardığı vatan toprağına tevdi ettik… Ankaradaki muhteşem merasimi Türk milleti huşu içinde takip etti… Saat 9.05 te yurdun her yanında her şey tazim duruşuna vardı… Muvakkat kabirden Anıt-Kabre nakil rasimesi dört buçuk saat sürdü…"

"Dün İstanbul da büyük bir matem günü yaşadı… Üniversite ve okullarla muhtelif yerlerde toplantılar tertip edilerek Büyük Atatürk huşu içinde anıldı…"

O senelerde Son Posta'da fıkra muharrirliği yapan Mithat Cemal Kuntay'ın fıkrasının başlığı: "Eser inkâr edilemez"…

Yeni İstanbul gazetesi

10 Kasım 1953 târihli nüshasından bâzı başlıklar:

"Ölümünün Onyedinci Yılında: Bugün Büyük Atatürk'ü en derin sevgi ve bağlılığımızla anıyor, aziz hâtırası önünde hürmetle eğiliyoruz…"

"İstanbul Büyük Ata'sını anıyor… Üni. Fen Fakültesi salonu ile Öğrenci Lokalinde yapılacak gençlik toplantıları…"

Kemalizm-Masonluk berâberliği

İstanbul Vâlisi, Yüksek Dereceli Farmason Fahrettin Kerim Gökay'ın İstanbul Radyosu'ndaki hitâbesinden:

"Atatürk bir meş'ale gibi ruhumuzda ebedileşmiştir… Ata, hayat felsefesini en iyi tahlil eden digerkâm bir filozof olduğu için mânevî varlığı örnek bırakmıştır… [Devâmında:] Türk Gençliği saf ve masum aşkı ile ona hitap ediyor: 'Ey lâyezel fânî! Sana kalbimin bütün hisleri ile bağlıyım. İzindeyim dediğim zaman yalnız hisle değil, bütün milleti saran şuurla bağlıyım.' " (Yeni İstanbul, 10.11.1953, s. 1) ["Dîğerg̃âm": Kendisinden ziyâde dîğer insanları düşünen, onlar için fedâkârlık yapan; Frz. altruiste… "Lâyezâl̃": Zevâl̃ bulmaz, ebedî…]

İstanbul Vâlisi, Tıb Ord. Prof. Dr. Fahreddin Kerim Gökay (1900 - 1987), 1930'lu senelerde, Murat Mahfili'ne iki def'a Üstâd-ı Muhterem seçilmiş ve o zamân da, Locasında:

"…Türk Masonluğu, Büyük İnkılâpçının yolunda yürüyen amelelerdir! İşte Masonluğumuzun hayatiyetindeki sırlardan biri de, bizim için en büyük ülkü olan, fakat yerine getirilemiyen dileklerimizin Büyük Türk tarafından yaratılan İnkılâp İdeolojisinde mevcut olmasıdır. Bir kumandan için matlup olan şey, kendisine ve mefkûresine iman etmiş askerlere malikiyet değil midir Türk Masonları, İnkılâp yolunda Gazi'nin en sadık, en disiplinli askerleridir! Siyasî kanaatleri ne olursa olsun, Gazi yolunda bütün Masonlar tek cephelidir! O cephenin parolası, Gazi'nin şahsında İnkılâp ışığıdır. Bu ışığı Masonlar canları kadar severler."

şeklinde, Kemalizm-Masonluk berâberliğini tebârüz ettiren bir nutuk îrâd etmişti… (Mustafa Kemâl'in Masonluğunda Merâk Edilen Mes'ele: Nîçin Loca Matrikülünde İsmi Yok; Yeni Söz, 25.2.2018/19)

Diyânet de, Kemalizm propagandasına hizmet etmeli ve Kemalizme muhâlefet edenler şiddetle cezâlandırılmalı imiş!