Yanıt ve açıklama

Kendimle ilgili bir yazı yazmak zorunda kaldığım için üzgünüm. Değerli okurlarımızdan özür dileyerek gerçekleri anlatarak çirkin saldırılara, ahlak gölgesi yalanlara yanıt vereceğim. Ama çirkinliklere, suçlamalara, amaçla karalamalara, çekememezliklere, yalana-dolana, aşağılık çıkışlarına, terbiyesizliklere yanıtı bile bu pislikleri yapanların düzeyine düşmek sayıyorum. Yaşamımın her bölümü onların erişemeyeceği aklık ve düzeyde. Ahlak ve karakter yoksunu kara kalemleri, paslı dilleri, kendi aşağılık kişilikleriyle, destekçileri ve yandaşlarıyla baş başa bırakıyor, okurların takdirine sunuyorum. Öyle kanıtsız suçlamalar ve saldırılarla değil, kanıtlarıyla kalem kullanmalarının soyluluk oluğunu anımsatıyorum. Onun bunun uşaklığına soyunmanın insanlık karası olduğunu vurguluyorum. Görüş ve düşünce ayrılığı sapkınlık ve saldırı nedeni olursa sahiplerinin düşüklüğünün kanıtı olur.

Beni sevmeyenlerin, saymayanların, görüşlerime karşı çıkanların olması çok doğal. ATATÜRK ve İNÖNÜ'ye bağlılık ve saygımdan, yansız ve ödünsüz hukukçuluğumdan, Ankara Barosu, Atatürkçü Düşünce Derneği, Türk Hukukçular Birliği Derneği Başkanlığıyla meslek dışı öbür görevlerimden başka hiçbir ilişkim olmadı. Adı Gözcü iken, sonra SÖZCÜ olan gazetemizde yazılarımı sürdürmeye çalışıyorum. Anayasa Mahkemesi'ne seçilmeden önce (Cumhuriyet Senatosu seçti) CHP Genel Merkezi'nin hukuk danışmanı ve avukatı idim. Başka bir kurumsal bağım da Türk Hukuk Kurumu başkanlığı olmuştur. Ufuk Üniversitesi'nde Devrim Tarihi dersleri verdim.