Talanlar yalancılar

- Yalan, kararıp küçülenlerin sözleridir. -Toplumsal aydınlığı, kişisel esenlik ve mutluluğu karartıp üzüntü ve acı duyuran davranışların başında yalanlarla saldırı gelmektedir. Doğrularla ve doğrulukla ilişkileri az ve yok olan kimileri karşı olduklarını suçlayarak bir şeyler yaptıklarını sanıyorlar. Güneşin balçıkla sıvanamaması gibi tanınan, bilinen kişilerin de karalanamayacağı gerçeği gözardı edilmektedir. Eline kalem verilen kimi medya militanı gelişigüzellik sırıtan yazılarıyla erişemedikleri kişilere saldırmaktadır. Basının yüzkarası olan bu uydu yapılı kışkırtılmışlar, kiralık kişiliklerinin gereğini yalan dolan içerikli yazılarıyla yerine getirmekten utanmamaktadırlar. Namustan ve onurdan daha büyük bir değer olduğu asla unutulmamalıdır.Avukat, uygun bularak üstlendiği davalarda iş sahibinin haklarını hukuk içinde korumaya çalışan bir yasa görevlisidir. Her yurttaşın, yabancıların vekili olarak sorumluluk yüklenir. Benim CHP'nin İsmet İNÖNÜ'nün avukatlığını yapmam partizan olduğumu göstermeyeceği gibi kimsede partizanlığıma ilişkin bir kanıt getiremez. 1972-1974 Ankara Barosu Başkanlığımda,partizanlık yapacağımı sananlar aldanmışlar, yansızlığımı sonradan örnek olarak göstermişlerdir. Anayasa Mahkemesi üyeliğim için Cumhuriyet Senatosu'nda mahkemenin atadığı bilirkişi olarak verdiğim raporu beğenmeyen dâvanın yanı önceki Eskişehir Valisi, seçimim sırasında Cumhuriyet Senatosu üyesi olarak kürsüye çıkıp aleyhime konuştuğunda elindeki dosyalarla içeri giren Grup Başkanvekili Saddettin BİLGİÇ, Sağlık Bankası tartışmalarında görüşüm sorulduğunda müvekkilim aleyhine doğruları anlatıp savunduğumu söyleyerek Grup Başkanı Süleyman Demirel'in oylamada üyeleri serbest bırakmasını sağlamıştır.Şimdi, halk arasında "İpe sapa gelmez" denilen içerikte tersine yazıp söyleyen önyargılı sözde siyaset yazarlarının anlatımları var. Kişilikten,terbiyeden,dürüstlükten yoksun uşak kalemler utanmadan kendi karalarının tutkunu olduklarını sergileyerek gerçekdışı yazılarla beni karalamaya çalışıyorlar. Zavallılar benim AnayasaMahkemesi görevimde yanlı olduğumu savunuyorlar ama bir kanıt gösteremiyorlar. Yeri gelmişken açıklayayım 1956-1979 yıllarında avukatlığını yaptığım Bülent Ecevit, Anayasa Mahkemesi Başkanlığım sırasında benden ilk kez istediği bir konuda aleyhine karar çıkınca beni tümüyle unuttu. Bir daha hiç görüşmedik. A. Necdet SEZER'i tutmasında da bu olayın