Siyasal sorunların çözümü soğukkanlı, dengeli, öngörülü, güven verici, kararlı ve dirençli davranışlarla sağlanır. Duygusallık ve inatçılıkla bir yere varılamaz. Bu durumlar yalnız dış ilişkilerde değil, iç siyasette de gözetilmesi gerekli tutumlardan başlıcalarıdır. Özellikle uluslararası ortamlarda deneyimlerden kaynaklanan ustalıkla olumlu sonuçlar almanın koşulları sayılacak bu yöntemleri göz ardı etmek daha büyük sorunlara yol açar. Yetkili ve sorumlu görevlilerin siyasal çalım, gösteri ve üstün çıkma tutkuları, başarıları önleyen ilkelliklerdir. Dış ilişkilerin kendilerine özgü ayrıntıları içinde çıkar-yarar çatışmasıyla ülkesel özellikler önde gelmektedir. Nasıl yanıt alınamayacak sorular, karşılık bulmayacak yaklaşımlar gereksiz ise kabul görmeyecek istekler ve öneriler de yarar sağlamaz. Orta Doğu olaylarında Türkiye'nin özel yeri çok özenli davranmayı gerektirdiğinden siyasal iktidarın sorumluluğu büyüktür.
Barış, insanlığın güneşidir. Savaşları bitiren antlaşmalar, imzalanan sözleşmeler, toplumlararası ilişkilerin insanlık değerlerine uygun olması için düzenlenir. Değişik nedenli kavgalar, savaşlar ve anlaşmazlıklar, büyük yitikler, zararlar ve acılarla son bulur. Ancak, olumsuz etkileri sürer. Yangını, yıkımı, yok olmayı unutmak olanaksızdır.
Uluslararası ilişkiler de komşuluk ilişkileri gibidir. Birlikte yaşamanın, ortaya çıkan ve karşı karşıya getiren sorunların çözümü için anlayışla, özveriyle davranılmazsa çatışma kaçınılmazdır. Sonunda kazandığını sanan yanın bile zararı olur. Ama yitiren insanlık, dostluk ve barıştır. Yeni dönem umut dönemidir. Barış, bir insanlık açılımı ve erincidir.
Atatürk'ümüzün "Yurtta barış, dünyada barış" özdeyişi dünya gerçekleri gözetildiğinde büyük bir öngörü ve seçkin bir dilektir. İç ve dış ilişkilerde büyük bir yeri olan barışseverlik yapıcı yanlarıyla ve sonuçlarıyla insanlığın mutluluğunun kaynağıdır. Ne var ki siyasal amaçlar ve nedenlerle barış düşlerde kalmakta, bir özlem olmaktan ileri gidememektedir.