Arapça kökenli "Basiret" sözcüğüyle anlatma alışkanlığı edinilen duyarlı, uyanık, bilinçli davranma anlamıyla Türkçemizdeki karşılığı sağgörü, yaşamımızda özgün yeri olan bir niteliği yansıtmaktadır. Kişisel yapının önemli öğelerinden biri olarak saygınlığı, etkinliği, güvenirliği dokuyan özelliği vardır. Ancak günümüzde özen gösterilmeyen tutumlardan biri olduğu gerçeği de yadsınamaz, yalnız ahlâk değerleriyle değil, bilgi temeliyle de sağgörü, yaşamımızda önemli bir yer tutmaktadır.
Ahlâka ve bilgiye verilen değer yeterli olmayınca sağgörünün etkisini göstermesi olanaksızdır. Günümüzde giderek yaygınlaşan bencillik, çıkarcılık, partizanlık, sevgisizlik, saygısızlık, karşıtlık, görgüsüzlük ve bilgisizlik sağgörüyü arkaya itmekte, yadsınır ve yok duruma düşürmektedir.
Kimlerin nasıl konuştuğunu, kimlerin nasıl karşıladığını, alkışlayıp kınadığını, eleştirip övdüğünü ibret örnekleri olarak izliyor, görüyor, duyuyoruz. Sokak ve kaldırım ağzıyla görüş ve önerilerini açıklayan, eleştirilerini çirkin sözcüklerle sıralayanlar giderek artıyor. Birbirine bakarak, özenerek çirkinliğe düşenler bozulmanın ürünleridir. Medyadaki körükçü ve kürekçiler, bu durumun somutlaştığı belirgin örneklerdir. Toplumsal yapıyı etkileyen olumsuzluklar, bozulmayı yansıtan düzeysizlikle somutlaşmaktadır. Yalanlar, dolanlar, aldatmalar, kandırmalar, kötüye kullanmalar, beklenmedik tutum ve davranışlar bozulmanın sonuçlarıdır. Kabadayılık çıkışları da böyledir.
Son yıllarda üzüntüyle izlediğimiz, kınadığımız olaylar toplumsal dokudaki bozukluğun ibretlik belirtileridir. İnsanlığı, ahlâkı, hukuku göz ardı ederek üstünlük tutkusu, çıkar güdüsüyle kural tanımazlık bir tür hastalık durumuna geldi. Toplumsal barış, ulusal dayanışma, anlayış, hoşgörü, değerbilirlik, kardeşlik, komşuluk, arkadaşlık, meslektaşlık, yerini partizanlığa, çıkar ortaklığına bıraktı. Karşıtlık, kutuplaşma, sertlik ve zorbalık giderek yaygınlaştı. Her alanda çöküş ve çürüme belirtileri birbirine eklenmeye, birbirini izlemeye başladı.