Adalet yoksa

"Adalet toplumsal namustur."

İnsan haklarından kaynaklanan "adalet", hakka uygunluk, hukuka bağlılık, dürüstlük-doğruluk, gerçeğe saygı olarak tanımlanabilir. Bireylere hakkını vermek, haksızlıkları önlemek, suçları yaptırımla karşılayıp suçluları topluma kazandırmak, yansızlıkla sonuca vararak gerçeği saptamaktır. Sık sık söylenen "Adalet dünyanın temelidir" biçiminde yinelemek tüm insanlık değerleri ve ilişkileri için soylu bir yaklaşım açıklamasıdır.

Ulusal bağlamda Adalet devletin, savunma da adaletin temelidir. Adaletin gerçekleşmesi sorunu bir devlet için en öncelikli, en önemli, en büyük görevdir. Bu sorumluluğu kurulmasından örgütlenmesine değin özenle yerine getirmeye çalışan Türkiye Cumhuriyeti, Lozan Barış Antlaşması görüşmelerinde hukuk devleti niteliği konusunda büyük uğraşlar vermiştir. ( İsmet İNÖNÜ,Ankara Barosu dergisi Cumhuriyetin 50, Yıl Özel Sayısı). Büyük ATATÜRK'ün adalet ve hukuk konularındaki özdeyiş nitelikli unutulmaz sözleri bilinmektedir.

Adalet, barışın, erincin, esenliğin,özgürlüğün, eşitlik ve toplumsal yaşamın kaynağıdır, dayanağıdır.Adalet olmazsa hiçbir şey yoktur. Hak da yoktur, özgürlük de yoktur, eşitlik de yoktur, güvenlik hiç yoktur, yoktur, yoktur... İstenmeyen olayların, saldırıların, dâvaların çoğu adaletsizlik yakınmasının sonucudur. Demokrasinin güvecesi ise hukuka uygun yasal düzenlemelerle yurttaşların bağlılık ve saygısı, eğitimle güçlendirdikleri nitelikleridir.