Duygulandıran mektup

Hatırlarsanız, geçtiğimiz hafta bu köşede 'Yaşarken onore edilmek' başlığıyla bir yazı kaleme almış ve adıma düzenlenen 'Yavuz Kocaömer 4. Masa Tenisi Türkiye Şampiyonası'nın duyurusunu yapmıştım. Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu'nun şahsıma karşı göstermiş olduğu bu kadirşinaslıktan ötürü çok mutlu olduğumu ifade etmiş ve başta Sayın Başkan Birol Aydın olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerine şükranlarımı iletmiştim. İşte, beni yaşarken onore eden şampiyona geçtiğimiz hafta sonu (5-7 Haziran) İstanbul Güngören'de Tozkoparan Spor Salonu'nda yapıldı. Türkiye'nin dört bir yanından gelen özel çocuklarımız adıma düzenlenen şampiyonayı tam bir spor festivaline dönüştürdüler. Açılış törenleri Eram Fatih Özel Eğitim Meslek Okulu Folklör Ekibi'nin muhteşem gösterileriyle renkli anlara sahne olurken, benim için hazırlanan kısa film gösteriminde oldukça duygulandım ve yaşarken taltif edilmiş olmanın gururunu bir kez daha yaşadım. Şampiyonada her zaman olduğu gibi mücadelenin yanı sıra dostluk, dayanışma, paylaşma gibi insanı insan yapan değerler ön plandaydı. Kazanmanın, kaybetmenin pek de önemli olmadığı, sporcuların, antrenörlerin, sporcu ailelerinin kucaklaştığı, hasret giderdiği dev bir buluşmaydı. Şampiyona sonunda sporculara madalyalar takıldı, katkıda bulunanlara plaketler verildi ve bir sonraki yıl tekrar buluşmak üzere sözleşildi. Şampiyonanın ardından, beni en az yapılan organizasyon kadar duygulandıran bir olayı daha yaşadım. Başkan Birol Aydın'dan duygu yüklü satırlarla yazılmış bir mektup aldım. Mektubu okurken tüylerim diken diken oldu, gözyaşlarımı zor tuttum. Birol kardeşimin affına sığınarak mektubun bazı bölümlerini burada okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Bu içten satırların için çok teşekkür ederim, senin de yüreğine sağlık sevgili Birol Aydın. Yüreğine bizleri sığdıran koca yürekli adam Yaşamı varlıklarıyla renklendirip, vicdanlara hitap ederek yaşamanın güzelliğini ve önemini bizlere hatırlatan sessiz bir kitlenin, konuşan dili, tutan eli, gören