Çoruh'a vurulan mühür

YUSUFELİ (ARTVİN) Geldik... Gördük... Gezdik... Beğenmek ne demek, hayran kaldık... Gurur duyduk... Heyecanlandık. Süleyman Demirel ile Keban Barajı'na, Turgut Özal ile Atatürk Barajı'na ilk gidişlerimizde de aynı duyguları yaşamıştık. Yusufeli Barajı... Bir dünya harikası. "Son durumu" öğrenmek ister misiniz Yüzde "99.9"u bitmiş... İki hafta önce su tutmaya başladı. Büyük Atatürk'ün modern Türkiye'sine yakışır, "uygarlık abidesi." Benim mühendisimin, benim işçimin... Benim milletimin eseri. Turgut Özal... Demişti ki: "Devirler gelir, devirler geçer... Kalıcı olan eserlerdir." Yusufeli Barajı... Büyük eser... Cumhuriyet'in, Çoruh Nehri'ne vurduğu mühür. Yoğun trafik İstanbul'dan bin 300 kilometre uzaktayız... Karlı dağlarla kaplı bir coğrafyadayız... Hava buz gibi soğuk. Ama... Baraj inşaatı tam gaz devam ediyor. Çalışanların sayısı... Bir ara... Günde 4 bin 500 kişiye çıkmış. Mühendisler... Kadınerkek... Yine bir ara kadın mühendis sayısı 40'mış. İş makineleri... Vızır vızır... Baraj bölgesi, sanki şehir içi trafiği gibi yoğun. Yanınızda bir görevli yoksa... Baraj sahasında kaybolursunuz. Erzurum'dan Edirne'ye yol Kadın mühendis... Kayserili... Böyle bir "projede" görev almaktan öylesine mutlu ki... "Kariyeri" için o kadar önemli ki. Sohbet sırasında... Bir ara... Dedi ki: - Yusufeli Barajı inşası için kullanılan çimento ile Erzurum'dan Edirne'ye yol yapılabilirdi. Erzurum-Edirne... Bin 470 kilometre. Rekor Barajın "gövde hacmi" 4 milyon metreküp. Kullanılan çimentoyu düşünün artık. İnşaat sırasında, "rekor" bile kırılmış. Rekor... "Bir günde 7 bin metreküp" beton dökülmüş." Antalya'nın elektriği Elektrik üretimi için, "şu kadar kilovatsaat" gibi teknikrakamsal ayrıntıya girmeyelim. Sadece... Eşi ve çocukları Ankara Gölbaşı'nda yaşayan, kendisi şantiyede konaklayan... Çankırılı mühendisin söylediklerini paylaşalım: - Üretilecek enerji, turizm kenti Antalya'nın elektrik ihtiyacını karşılar. Gurur belgeseli Şantiyede... Her yerde... Kamera var. 15 dakikada bir görüntü alınıyor. Bu görüntüler... İleride... "Belgesel" olacak. Bir dünya harikasının, Türk mühendis ve işçisinin başarısının belgeseli. 60 km yol... 40 km tünel Yusufeli Barajı, iç ulaşım yolları... Sıkı durun... "60 kilometre." Bir kısmı sular altında kalacak. Yine... Baraj bölgesinde... İnşaatın yapıldığı yerlerde... Tüneller açılmış... İş makinelerinin geçebilmesi için dağlar delinmiş... Tünelleri saymakla bitiremiyoruz. Tünellerin toplam uzunluğu... Sıkı durun... "40 kilometre." Baş döndüren yükseklik Kendi sınıfında... Çift eğrilikli ince beton kemer... Türkiye'nin en büyüğü... Dünya dördüncüsü. "Gövde yüksekliği" 275 metre... 100 katlı gökdelen yüksekliğinde. "Gövdeye" çıktık... Aşağılara baktık... Başımız döndü. Beton teleferiği Gövdenin üzerinde... Tepemizde... "Hava hattı" gördük... "Teleferik" gibi, "üç hat." Her hat, "28 ton" yük taşıyor... Bir defasında iki hatta birden, yükleme yapılmış... Yaklaşık 60 ton. İnşaat sürecinde... "Aşağıda" beton dökülürken... "Yukarıdan" da beton dökülmüş... "Hava hattından." İnanılır gibi değil... Koskoca iş makinesi... "Teleferikte... Hava hattında... Tepemizde." Dost daveti Barajdan... Dağların tepesinden... Bir "dostu" aradık... Prof. Veysel Eroğlu... Eski Devlet Su İşleri Genel Müdürü... Eski Orman ve Su İşleri Bakanı... Ömrünü "suya" harcamış siyaset ve devlet adamı. Sesimizi duyunca... Afyon'a davet etti... Kendi ilçesi... Şuhut'a... Keşkek yemeye. Biz de onu, "Yusufeli Barajı'na davet ettik... Baraj gövdesinin üzerinde çay içmeye." Veysel Hoca, "İnanamıyorum" dedi... Duygulandı... Ve "Çok şükür" dedi: - Oldu ya... Yapıldı ya... Türkiye bunu başardı ya... Allah bize bu günleri de gösterdi ya... Çok şükür. İçeride... Dışarıda... 'İstemezük kafası' Veysel Eroğlu