Türkiye'nin Fikir Dergileri
Fikir dergilerinin birer düşünce dostları ve muhitleri oluşturması tabiatları gereği. Bugün o muhitler yeni sosyolojimiz içinde eski işlevlerini ne kadar yerine getiriyor Aynı etkinlikte ve aynı tabiatta kalmamış olduklarını görmek zor değil elbet. Bir defa eskisi gibi bir dergi etrafında bir mensubiyet oluşturup onun etrafında toplanmak yok. Yeni dijital yayıncılık dünyası insanların tek bir beslenme kaynağına bağlı kalmamalarını sağlıyor. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi
Kurtuluş Kayalı, epeydir bu alanda faaliyet gösteren herkesin mustarip olduğu bir şeyi ifade etti. Fikir dergileri akademik hakemli dergiler olmaya doğru evrildi. Bu da iyi mi, kötü mü diye sormamızı gerektiren bir gelişme tabi. Vaka şu ki, Türkiye çok büyük etkiler yapmış fikir dergilerinin yayınlandığı zamanlardan çok farklı zamanlar yaşıyor. Bu sadece Türkiye ile sınırlı olmayan bir gelişme tabi. Ama bugün 208'i bulmuş üniversite ile toplumun yüzde 10'una yaklaşmış bir üniversite öğrenci sayısı toplumun kültürel, entelektüel sosyolojisini topyekûn değiştirmiş durumda. Halen 100'ün üstünde sosyoloji bölümü, 100'a yakın Felsefe bölümü, bir o kadar İlahiyat Fakültesi, Psikoloji, Tarih, Siyaset Bilimi, İletişim Fakülteleri, yetiştirdikleri lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileriyle çok büyük bir genişleme ve büyümeye işaret ediyor. On binlerce akademisyen bugün akademik yükselme motivasyonuyla da olsa makale üretmektedir. Burada akademi ile fikir arasında hiçbir ilişkinin olmadığını kimse iddia edemez elbet. Fikri duruşlar ve farklılıklar akademik ilgiye de bir şekilde yansımakta, böylece siyasal eğilimler bu ilgilerde tezahür etmektedir. Burada bir entelektüel muhit, çevre, hatta cemaat oluşturan boyutlarıyla dergilerin işlevinin tamamen bitmiş olduğunu söyleyebilir miyiz Kuşkusuz bugün bütün bilimsel gelişmelere rağmen, okumuşluklarına rağmen insanların birbirlerine daha fazla yaklaşacakları yerde bilakis daha fazla uzaklaştıklarını da görmüyor muyuz Birbirleriyle hiç konuşmayan akademisyenlerin bu mesafelerini tam da beslendikleri hiç de bilimsel olmayan veya bir nevi bilimsellik-öncesi duygu ve ideolojik tutumları değilse nedir