Trump'ın şaşkınlığı

ABD Başkanı Donald Trump Fox News 'e verdiği röportajda Gazze halkının tehciri planına Ürdün ve Mısır'ın karşı çıkmış olmasına "şaşırdığını" söyledi. Trump'ın şaşkınlığı kendisine çok makul, rasyonel hatta oldukça kârlı gözüken planı yeterince takdir edememiş olmalarına mı yoksa yine konuşmasında dile getirdiği "bu iki ülkeye her yıl verilen milyarlarca dolarlık yardımın" karşılığında bir bedel ödemeye yanaşmamalarına mı Konuşmasında asıl vurgunun bu ikincisine yapıldığı görünüyor. ABD'nin yaptığıABD Başkanı Donald Trump Fox News'e verdiği röportajda Gazze halkının tehciri planına Ürdün ve Mısır'ın karşı çıkmış olmasına "şaşırdığını" söyledi. Trump'ın şaşkınlığı kendisine çok makul, rasyonel hatta oldukça kârlı gözüken planı yeterince takdir edememiş olmalarına mı yoksa yine konuşmasında dile getirdiği "bu iki ülkeye her yıl verilen milyarlarca dolarlık yardımın" karşılığında bir bedel ödemeye yanaşmamalarınaKonuşmasında asıl vurgunun bu ikincisine yapıldığı görünüyor. ABD'nin yaptığı dış yardımlarda aslan payını İsrail alıyorsa da Ürdün ve Mısır da diğer başı çekiyor. Tabi bu iki ülkeye yapılan yardımlar da onları İsrail'e karşı tarafsız hale getirme amacını taşıdığı için aslanda bu yardımlar da dolaylı olarak yine İsrail'e yapılmış sayılabilir. Aslında ABD'nin yaptığı yardımlar bu iki ülkeye sırf yardım olsun diye, kalkınsınlar, azıcık cepleri para görsün diye yapılmıyor. Karşılığını zaten fazlasıyla alıyor ABD ve İsrail. Şimdi ise Trump'ın İsrail'in de baskısıyla Ürdün ve Mısır'dan istediği şeyler bu iki ülkeyle şimdiye kadar yapılan al gülüm ver gülüm alışverişin sınırlarını fazlasıyla aşıyor. Gazzelileri bu iki ülkenin kabul etmesi aslında İsrail'in güvenliği kapsamında bile kendilerine biçilmiş rolü oynamalarını zorlaştıran bir şey. Her iki ülkenin Gazze halkını kendi ülkelerinde kabul etmekten yana en büyük tereddütleri bunların Gazzelilerin kendi rejimleri için tehlike olarak görülmesi. Bunu ne Ürdün ne Mısır göze alamıyor. Buna rağmen onların üzerine bu konuda gitmek bütün dengelerle oynamak anlamına geliyor. Bu iki ülkenin çekindiği sadece Gazzelilerin barındırdığı potansiyel tehdit değil, aynı zamanda onların tehcir edilmesini kabul etmeleri halinde kendi halklarına bunu izah etmekte zorlanacakları. Yoksa aslında ikisi de Trump'a "olsa dükkân senin" diyecek bir mesafedeler. Ama Ürdün Kralı'nın Trump'la basın toplantısında çektiği zorluğa bütün dünya şahit oldu. Hayır diyemeyeceği Trump ondan asla evet diyemeyeceği, imkânsız bir şey istemiş oluyordu. Mısır devlet başkanı Abdülfettah Sisi aynı duruma düşmemek için planlanmış ABD gezisini ertelemek zorunda bile kaldı. Trump'ın Fox TV'ye yaptığı açıklama her iki liderin üzerine fazla gitmiş olduğunu kendisine hissettirmiş olmalı. Bu yüzden şaşkınlığını ifade etse de aslında bir yandan da bu kadar güzel, mükemmel, makul, bol kazançlı, herkesin memnun olacağı bir planın nasıl kabul edilmediğine şaşırıyor. Mısır ve Ürdün'ün bu planı takdir edememesine şaşkınlığının aynısını Gazzelilere daha önce sergilemişti zaten. Yaşamak için en temel koşulların bile harap olduğu bu bölgede yaşamak için nasıl bir nedenleri olabilirdi ki Gazzelilerin Bilakis onlara çok daha iyi şartlarda yaşayacakları alternatifler sunulduğunda mutlaka bunu tercih etmeleri gerekiyordu.Trump belli ki Gazzeliler için vatan, Kudüs, tarih, kimlik kavramlarının hiç önemi olmaması gerektiğini düşünüyor. Onlar için önemli olmaması gereken şeyler İsrailliler için neden önemli olmalı ki bu arada Trump'ın veya başka hiçbir batılının bu oryantalist ve Siyonist soruyla hiç yüzleşmedikleri çok açık. Bu topraklar İsrail için çok önemli, çünkü onlar insan, hem de seçilmiş insan hem de bu topraklar onlar için Tanrıları tarafından kutsanmış ve verilmiş. Oysa Filistinlileri bu topraklara bağlayacak hiçbir neden olmamalı. Onlar için herhangi bir toprak parçasının hiçbir farkının olmaması gerekiyor.Ama işte 1948 yılından beri Filistin halkının sergilediği direniş, toprağın Filistinliler için İsrailliler için olduğundan da daha kutsal olduğunu gösterdi.