Şehri yönetmeye talip olanlara farkındalık soruları

Şehirlerimizin kimin tarafından ve nasıl yönetileceği üzerine gitmekte olduğumuz seçimler küresel ölçekte sınandığımız, tam da şehirleri var eden temel sorularla küresel ve ulusal ölçekte sınandığımız olayların gölgesinde cereyan ediyor. Dünyanın tek özgür şehri Gazze'nin maruz kaldığı soykırım, bizde özgürce yaşanacak şehirlerin ortaya çıkmasına bir alan bırakacak mı mesela Kendisine gelen müjdeciyi-uyarıcıyı hunharca katledenleri koruyan, kollayan şehirler, içlerinde sadece beyinsizlere dokunmayacak felaketleri nasıl önleyebilir Kendinden zayıflara tahammül etmeyen, şehrin yaşadığı konforun gölgesine sığınarak var kalmaya çalışanları kovalayan şehirler nasıl bir felaket hazırlıyor hepimize Bütün bu sorular bugün bu şehirleri yönetmeye talip olanların gündeminde bir yer tutuyor mu Talip oldukları görevlerle nasıl bir sorumluluğu üstlendiklerinin farkında mıdırlar acaba Bütün mesele bu.Tarih boyunca büyük medeniyet kurmuş olanların hiçbiri yola büyük medeniyet kurmak üzere çıkmamıştır diyesim var. Diyesim var diyorum, çünkü bir hüküm ifadesiyle cümleyi bitirmek büyük bir genelleme olur ve yanlışlanması, hatta test edilmesi pek mümkün olmayan bir genelleme olur.Bunun için büyük medeniyetler kurmuş olanların hepsinin ilk kurucularının düşüncelerini, hayata bakış tarzlarını, gelecek perspektiflerini incelemek esasen pek mümkün bile değil. Çünkü elimizde tam da o "ilk insanlara" dair yeterince bilgi ve veri yoktur. Buna rağmen bildiğimiz medeniyetleri kurmuş olanların niyetlerinin ve gelecek perspektiflerinin bu olmadığını söyleyebiliriz.İyinin de kötünün de evrensel bir geçerliliği vardır. Dünyaya hatırlanmanızı gerektiren bir eser bırakmışsanız, iyi ve kötüye dair yaptığınız tercihler ortaya koyduğunuz eserlerle birlikte asırlar sonra da bugüne doğru parlak fikirler ve eylemler olarak ışıldar. Sanki bugünü görmüşsünüz gibi tarihin derinliklerinden bugüne sesiniz yetişir. Tıpkı bu yazının üslubunda olduğu gibi aradan zaman kipi çekilir, binlerce yıl farkıyla yaşamış insanlar çağdaşlaşır, birbirleriyle hiçbir tarihsel engel tanımadan buluşurlar.Medeniyetler onları ilk başta kuran insanların niyetlerinden, hayata bakış tarzlarından ve bilhassa gündelik hayat ilişkilerine ve insanlararası ilişkilere yansıyan küçük ilkelerden ve davranış kalitesinden çok etkilenir elbet.Başka insanları nasıl görüyorsunuz Kendinizi bu ilişkiler ağı veya kozmosu içinde nerede görüyorsunuzAllah'ın sizin ve diğer insanların üzerindeki etkisi, rolü nedir Günün birinde hesaba çekileceğiniz bir ahiret inancınız var mıVarsa bu inanç sizin davranışlarınıza, diğer insanlarla, tabiatla, çevrenizle olan ilişkilerinize nasıl yansıyor Bütün bu inançların niteliği ve kalitesi sizin şehir hayatınıza da etkisi olacaktırBu dünyada yalnız olmadığınızı ve başka insanlara karşı bir sorumluluğunuz olduğunu en karmaşık, en detaylı ve en güçlü biçimde hissettiğiniz yer şehirdir. Daha doğru bir ifadeyle, başkalarının varlığıyla, başkalarına karşı sorumluluğunuzla en sık ve en ince biçimde sınandığınız yerdir şehir.Başkası bizim için ne ifade ediyor Başkası kimdir Başkası bizim kavimden, aşiretten, bizim memleketten, bizim dinden, bizim mezhepten, bizim partiden değilse ona karşı sorumluğumuz nedirŞehir hep bizim gibi, yani bizim gibi insanlardan oluşmaz. Sadece "bizim gibi" insanların bir araya gelerek oluşturduğu mekanlara şehir denmez. Ortaçağda tam da bu tür bir şehri arayanlar olmuştur. Sadece belli bir dinden, belli bir ırktan olan insanların yaşayabildiği steril "Tanrı Şehri" ideal şehrin bir modeli olarak tasarlanmış ve pratize de edilmiştir. Modern şehir istense de bu kadar kapalılığa imkan vermiyor, ancak şehirde farklılığı nasıl yerleştirdiğine göre farklılaşıyor şehirler.Tam da bu noktada, şehirde kendisine yer verilen "yabancı"nın, göçmenin şehirde nasıl muamele gördüğü, şehrin bedensel bütünlüğü içinde nasıl bir organik rol verildiği medeniyetin kalitesini de ortaya koyan ayrı bir imtihandır. Bugün şehirlerimiz tam da o göçmenlerle yoğun bir sınavdan geçiyor ve sergilediğimiz kalite hiç de umut verici değil.Medeniyetlerin kalitesi tam da bu işbölümünde sınanır. Başkasıyla olan ilişkide,