Ortak gelecek, kardeşlik ve toplumsal barışın ufkundayız

Tam da böyle olmuştur. Bugün asimilasyondan bahsetmesi gereken Kürtler değil Türklerdir. Türkler batılılaşma projesinin de paralelinde giden Türkleşme uğruna her şeyden önce Türklüklerinden ferağat ettiler. Hedeflenen İslam-dışı bir Türklüğün Türklükle hiçbir ilgisi olamazdı. Bin yıldır İslam'la meczolmuş Türklüğü bu kulvarda İslam'dan ayrıştırma çalışması Türklükten geriye hiçbir şey bırakmazdı. Belli kitleler nezdinde o kadar başarılı oldular ki bugün birçok kişi sahih Türklükle hiçbir alakası kalmamış olduğu halde, kendini batılı, seküler, ırkçı haliyle Türk sayabiliyor.

Bir zaman sonra Kürtlerin isyan ettiği asimilasyon sürecinde aslı Türklerin neler kaybettiğinin muhasebesi hiç yapılmadı. Yapılsa bu Kürtlere bir teselli mi sayılmalı, yoksa Kürtlere de bugün ulusalcı Kürtlüğün maruz olduğu benzer bir süreci mi hatırlatmalı Özgür-der sempozyumu bu soruya da bir cevap aramaya çalıştı. Kürdistan Adalet Toplumu lideri Ali Bapir, konuşmasında Kürt meselesini tarihsel bağlamına oturtarak, bir asır önce çizilen Sykes-Picot sınırlarının İslam coğrafyasını kalıcı olarak parçaladığını hatırlattı. Ona göre bugün Kürtlerin yaşadığı dağınıklık, sadece dört devlete bölünmek değil, ümmetin ruhsal ve siyasi parçalanmışlığının tezahürüdür ki bunda da 100 yıl önce emperyalistlerin bize biçtiği sınırların rolünü ve bir çözümün ancak bu sınırları aşarak düşünülebileceğini anlattı.
KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİ, TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ TAKLİT EDEREK DEĞİL, ONDAN HİCRET EDEREK KENDİNİ KURTARABİLİRHem Rıdvan Kaya hem de Hasip Yokuş ve Vahdettin İnce'nin veciz tespitlerini hülasa etmek üzere şu notu düşmüşüm: "Milliyetçilik, mazlum milletlerin bile zihnini kolonize eden bir virüstür. Kürt milliyetçiliği, Türk milliyetçiliğini taklit ederek değil, ondan hicret ederek kendini kurtarabilir."İbrahim Özcoşar, Türkiye'de bir sistem sorunu olarak ortaya çıkan sorunun çözümünde İslamcılar da eşit derecede hatta daha fazla mağdur oldukları halde, bu sorunu da kendi çözüm programlarına koymaktan geri durmadıklarını anlattı. Bu noktada