Gannuşi ve Müslüman demokrasisi fikri ve imkanları
Daha önce yine Gannuşi hakkında bu köşede söylemiş olduğum bu sözleri bugün hatırlamamın sebebi Gannuşi'nin bugün fikirlerinin tartışılıp, hayır duasının alınıp tavsiyelerine kulak verilmek yerine zindanlara tıkılması. İslam Dünyasının aslında içinde bulunduğu bir türlü giderilemeyen geri kalmışlığın başka bir sebebini aramamızı gereksiz kılan bir durum.
Bir süre önce Ankara'da İslam Düşüncesi Enstitüsü'nde Amerikalı Siyaset Bilimi Profesörü Andrew Marsh, Gannuşi ile yaptığı mülakatların ve tartışmaların yer aldığı, Oxford Üniversitesi tarafından yayınlanmış olan "İslam Demokrasisi Üzerine" adlı kitabını sundu. Moderatörlüğünü bizzat yaptığım o sunumu aradan geçen yoğun hadiseler dolayısıyla yazmaya fırsat olmamıştı.Kitap, tahmin edileceği üzere Gannuşi'nin demokrasi üzerine ömrünün tamamına yayılmış mücadeleden süzülüp gelmiş, belki de o mücadeleyi de yönlendirmiş fikirlerinin güncellenmiş bir özeti gibi. Andrew March ile Raşid Gannuşi'nin ortak entelektüel çabasının ürünü olarak ortaya çıkmış.İslam siyasal düşüncesi ve karşılaştırmalı siyasal felsefe alanında uzmanlaşmış bir siyaset teorisyeni ve araştırmacı olan Andrew Marsh genellikle eserlerinde İslam ahlakı, şeriat ve demokrasi de dahil olmak üzere modern siyasal ideolojiler arasındaki ilişkiyi ele alan bir akademisyen, entelektüel. En önemli katkılarından biri, Müslüman çoğunluklu toplumlarda İslami ilkelerin demokratik yönetimle nasıl uyumlu olduğu üzerinde duran "Müslüman demokrasisi" fikrinin analizidir.Marsh, İslami çerçevelerin çoğulculuğu, bireysel hakları ve siyasi katılımı nasıl barındırabileceğini, aynı zamanda dini otorite ile laik demokratik normlar arasındaki gerilimlerden kaynaklanan zorlukları nasıl ele alabileceğini vurguluyor. Araştırmalarının sonuçları dini değerlerin demokratik ilkelerle bütünleştirilebileceğini savunuyorMarch, "İslam Demokrasisi" kavramını ve özellikle Tunus deneyimini anlama arayışı bağlamında, birçok Tunuslu lider ve düşünürle bir araya geldiğinde Gannuşi'nin kişiliğinin, düşünce tarzının, önemsiz meselelerden ve her türlü şüphe ve yolsuzluktan uzaklığının bir fark oluşturduğu konusunda nadir bir fikir birliği oluşmuş olduğunu kaydediyor. Marsh, Arap siyasetçiler arasında bu farkın nadir olduğunu, hatta yok denecek kadar az olduğunu düşünüyor.Marsh, Gannuşi ve Nahda hareketinin zor kararlar almasına rağmen her zaman demokratik ilkeleri hayata geçirmeye çalıştığını düşünüyor.Marsh'ın Ankara'daki toplantıda sunduğu kitabı Gannuşi'nin yayınlanmış on makalesinin yanısıra onunla demokrasi kavramı ve İslam devleti kavramı üzerine yaptığı 80 sayfayı aşkın yazışmaya yer veriyor. Marsh Gannuşi'nin siyasete ilişkin tarzını açıklarken, bir siyasetçinin kendini izole etme lüksüne sahip olmadığı, herkesle etkileşim halinde olması ve birlikte çalışması gerektiğine vurgu yaptı.
Türkiye'nin İslam dünyasında ve dünyada liderlik konumuna gelmesini sağlayan demokratik adımların önemine değinen Marsh ayrıca Şeyh Gannuşi ile demokrasi, çoğulculuk ve laiklik kavramları üzerine gerçekleşen diyaloğun içeriğini değerlendirdi.
Marsh'a göre Fransız laikliğine dayanan ve dini tümüyle reddeden Burgiba'nın laik Tunus deneyiminin, Gannuşi'yi, etik ve değerler sisteminin dışlanmasının ve bunun sonucunda halkın ve ülkenin maruz kaldığı tecavüzlerin doğurduğu tehlikelerden milleti koruyacak yeni siyasal kavramlar geliştirmeye teşvik etmiş olabileceği tespitini yaptı.
Yazışmalarda Gannuşi'nin, siyasal eylemin temelinin toplum üyeleri arasındaki anlaşma olduğu, insanları belirli bir dini veya ideolojiyi benimsemeye zorlamaya kimsenin hakkının olmadığı ve siyasi inanç özgürlüğüne ve bireysel özgürlüğe saygının esas olduğu yönündeki vurgular öne çıkıyor.