Ebu Ubeyde ne dediyse o...
"Aksa Tufanı, Gazze'nin eteklerinde başladı ancak tüm bölgenin çehresini değiştirdi ve işgalle olan çatışmada ortaya yeni denklemler çıkardı.
Aksa Tufanı Harekatı, yeni savaş cephelerinin açılmasına neden oldu ve işgali kendisini desteklemek için uluslararası güçlerden yardım almaya zorladı. Aksa Tufanı Harekatı, dünyaya işgalin büyük bir balon olduğunu gösterdi.
Aksa Tufanı işgalciyi vahşi bir suçlu varlık olarak ortaya koydu ve liderlerini ve askerlerini, adalete teslim edilmesi gereken savaş suçluları olarak gösterdi. Aksa Tufanı, düşmanın topraklarımızı işgal etmeye devam etmesinin tüm bölgeyi ve dünyayı etkileyeceğini gösterdi."
Bu tespitler Aksa Tufanı'nın nasıl tartışmasız bir zafer sayılması gerektiğinin güvenilir kahraman bir ağızdan net ifadeleri. Baştan sona zaferin muhteşem bir anlatımı olan konuşmanın her cümlesi, her kelimesi iyi ölçülmüş, tartışmış gibi. Zafere sevinenlerin büyük bir sevinçle ve heyecanla izledikleri, yenilenlerin ise kuşkusuz sonsuz bir hüsranla dinledikleri konuşmanın bana göre en çarpıcı yerlerinden biri şehitleriyle ilgili söyledikleri. Çok şehit verdiler, ülkeleri harap oldu ama son dakikaya kadar bütün üyeleriyle birlikte hiçbir hiyerarşik ayrıcalık aramaksızın en ön safta kanlarının son damlasına kadar mücadele ettiler. Nitekim Ebu Ubeyde'nin çok daha çarpıcı ifadesiyle "Bu cihadın büyüklüğü; liderleri İsmail Haniye, Salih el-Aruri ve Yahya Sinvar'ın başını çektikleri şehit konvoylarının şehadete yürüyüşleriyle açıkça görülüyor."Liderin ölümünün yenilgiyle özdeşleştiği savaşlar veya mücadeleler vardır. Bu savaşta aksine liderin ölümü hareketi daha da alevlendirdi, daha da canlandırdı. Hele