Biz Esed'i, zulmünü ve dostlarını Hama'da bildik

Aslında 2011 sürecinden itibaren Esed'i bu vahşete ve insanlık suçlarına sevk eden cani karakter bu konuda dersini ve yol haritasını Hama'dan çıkarmıştı: Durduruncaya, susturuncaya kadar, kalanları itaat ettirip hizaya getirinceye kadar korkutmak, işkenceyle öldürmek.

Esed rejimini de Hama'dan bildik onun bu zulümlerine destek olan bazı ülkeleri de, mesela İran'ın İslam devrimciliği yerine mezhep sosuna boyanmış Sasani yayılmacılığını da. 8 Aralık Suriye Devriminden sonra dün itibariyle Hama'da yaşanan o büyük kıyımın ilk yıldönümüydü. Bu devrimin anlamını ve kıymetini daha iyi anlayabilmek için, Esed rejiminin karanlıklarına daha fazla ışık tutmak lazım, bilhassa Hama'yı da daha iyi hatırlamak gerekiyor. Hama'da en az 40 bin kişinin bir iki hafta içinde rejimin kendi halkına karşı işlemiş olduğu inanılması zor bir saldırganlıkla katledildiği 20. Yüzyılın en vahşi insanlık suçlarından biri. Hesabı ne yazık ki hiç görülmedi. Dosyası bile açılmadı. Üstelik o katliamlardan önce ve sonra katliamda hedef alınmış olan İhvan-ı Müslimin mensubu olmak tek başına idam sebebi, sempatizanı olmak da sorgusuz sualsiz Seydnaya türü zindanlarda müebbet hapse mahkûmiyet sebebiydi.Bu olayın hedefi ve birinci kurbanı Suriye İhvan-ı Müslimin'i dün Hama katliamının yıldönümü münasebetiyle resmî bir açıklama yayınladı. İçinde önemli bilgilerin de olduğu bildiriyi aynen aktarıyorum:"Bismillahirrahmanirrahim Nefretin, düşmanlığın ve saldırganlığın hüküm sürdüğü bir rejimin tarihi; katliamlar, insan haklarının her düzeyde ihlali ve medeniyetin yıkımıyla doludur. Suriye'nin modern tarihinde, 8 Mart 1963'ten bu yana bu kanlı tablo sürmekte ve özgür, şerefli Suriyeliler devrim gemisini kararlılıkla yüzdürmektedir. Zafer ve hakimiyet Allah'tandır ve şükür yalnız O'na aittir. Hama şehri, her zaman zulme karşı mücadelenin öncüsü olmuş, düşmana büyük zayiatlar verdirmiş ve sabrın timsali olmuştur. Tarihi adil bir şekilde belgelemek isteyen bir tarihçi, suç çetelerinin Müslüman, özgür halkımıza yönelik işlediği katliamları anlatan bir "Gulag" ansiklopedisi kaleme almak zorunda kalacaktır. Cisr eş-Şuğur, Sermeda, Halep ve Tedmur zindanlarının arkasında yaşanan tüm korkunç olaylara rağmen, Hama Büyük Katliamı, çok yönlü yıkıcı etkileriyle en dehşet verici, en derin iz bırakan ve en geniş çaplı olanıdır. Gerçekler, birkaç gün içinde yaklaşık kırk bin şehidin, tarihleri ihanet, istibdat ve zulümle dolu caniler tarafından vahşice katledildiğini göstermektedir. Katliamdan sağ kurtulanların anlatımlarına göre, çizmelerinin altına koyarak ezmişlerdir! Bu korkunç zulmün detaylarına uzun uzadıya girmeyeceğiz. Zira bunun yeri, insan hakları raporlarıdır. Ancak bu yıldönümünü, ibret ve hatırlama vesilesi kılmak istiyoruz. Aldanmayalım ve yanılmayalım! Hafız Esed de Beşar Esed de sadece birer şahıstı; bugün fırsat bulsalar, onların yerinde kim olursa olsun aynı katliamları tekrar ederdi. Zira Hama Katliamı ne ilkti ne de son oldu; öncesinde ve sonrasında nice katliamlar yaşandı.