Müslüman kadına dinsiz felsefe gözlüğü ile bakılırsa

İslâm'da kadının hakları araştırılırken çokça karşılaştığımız bir yorum vardır:

"Ayet ve hadisleri yorumlayan âlimlerin çoğunlukla erkek olması, konulara kadın bakış açısından bakamamaları farkına varmaksızın yanlış anlaşılmalara vesile olmuştur." Çoğu ulema bu gerçeği kabul eder. Bunlardan biri de geçtiğimiz yıllarda Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle ülkemize dâvet edilen Dr. Muhammed Ekrem Nedvî'dir.

YUNAN FELSEFESİ KADINI DEĞERSİZLEŞTİRDİ

İslâm'da kadın ve ilim konusunda şöyle diyor Nedvi: ''Peygamberimiz (asm) kadına hürmet etmiştir ve camide kadınlara yönelik dersler vermiştir. İslâm tarihi boyunca bilinen bütün büyük mescitlerde kadınlara yönelik dersler veriliyordu. Bilinen bütün âlimler, bir şekilde bayan âlimlerden ders almıştır. İslâm tarihinde öyle âlimler var ki, kızlarını evlendirirken damat adaylarına "En az kızım kadar ilim sahibi olmalısın" derlerdi. Birçok âlim kendi eşlerinden ders almışlar ve bunu da eserlerinde dile getirmişlerdir.

''Yunan felsefesinin İslâm coğrafyasına girmesinden sonra kadın âlimlerin sayısı azaldı. Bazı fıkıhçıların Yunan Felsefesi ile meşguliyeti zamanla kadınların zihninin zayıf olduğu düşüncesine neden oldu. İlim sadece kadınlarda değil erkeklerde de azaldı. Cehalet kadınlar arasında hızla yayıldı. Hâlbuki Yunan Felsefesi İslâm coğrafyasına girmeden önce kadın âlimlerin sayısı erkek âlim sayısı kadardı. Felsefe ve mantık güçlendikçe kaynaktan kopuldu ve kadın değersizleşti.

''İslâmî feminist algısı yanlıştır. Eski günlere geri dönmenin tek şartı kendi öz kaynaklarımıza; Kur'ân'a ve hadislere geri dönmektir. Kadına saygı duyulmalıdır. Erkeklere duyulduğu kadar saygı duyulmalı ve kadınlara eşit fırsatlar verilmelidir.

''Batı kadınları ile İslâm kadınlarının bir olmasını bekleyemezsiniz. Batı "Kadın ruhu var mı, yok mu" tartışması yaparken "Kur'ân erkek-kadın aynı ruhtan gelir" der. İslâm kadını her zaman yüceltir.''