Sabit abi bahçede ateş yakacaktı ama oyalanıyordu.
Kazdığı çukurun üstüne birkaç çırpı koydu, çakmakla yaktığı kağıdı üstüne attı.
Çırpılardan bir tanesi tutuşunca "Diğer çırpıları üstüne koysana daha çabuk alev alır" dedim.
"Acele etmeyelim, toprakta börtü böcek varsa kaçsınlar" dedi.
Zengin davranış böyle bir şey.
Parayla pulla eğitimle alakası yok bunun.
Eskiler irfan diyorlar buna.
İrfan ehli böyledir.
**
Zehra bu sene ilkokul ikinci sınıfa başladı.
Geçen akşam sokakta evin önünde bir arkadaşı ile incik boncuk tarzı bir sürü şeyi yere sermişler satış yapıyorlar.
Kolay gelsin dedim.
Bir şey alır mısın dedi.
Alırım dedim.
Baktım iki parça ufak boncuklardan aldım.
Ne kadar dedim.
"En az 5 liradan başlıyor" dedi.
"Tamam" dedim, cüzdanı çıkardım ama nakitim yokmuş.
Boncukları geri uzattım, "Nakitim var biliyordum ama yokmuş, sonra alırım" dedim.
Zehra, "Paran yoksa kalsın, önemli değil, zaten iki küçük parça" dedi.
Hem cömert hem esnaf.
Bu zengin davranışlar küçük yaşta öğreniliyor.
Anne baba ve yakın çevrenin etkisi büyük.
"Tamam o zaman" dedim, aldıklarımı cebime koydum.
Ertesi akşam eve döndüğümde zillerini çaldım.
Annesi açtı, "Buyrun" dedi.
"Zehra hanımdan dün alışveriş yapmıştım ama nakitim olmadığı için parasını vermemiştim borcumu ödemeye geldim" dedim.
O sırada kapıya Zehra ile ablası Zeynep de çıktı.
Zehra'ya parasını eline tutuşturdum, teşekkür etti.
İkinci sınıfa gidiyor ama irfan sahibi olma yolunda hızla ilerliyor.
**
Otobüste arkamdaki koltuklarda oturan iki adamın konuştuklarına kulak misafiri oldum;
Biri "İki oğlunu da arka arkaya evlendirdin, emekli maaşı ile çok zorlanmışındır" dedi.
"Şükürler olsun" diye cevap verdi diğeri.
"Eş dost yardım eden oldu mu" diye ikinci bir soru sordu biri.
"Sağ olsunlar" dedi diğeri.
Herkes "Bir şeye ihtiyacın var mı, varsa söyle, söylemezsen darılırım" dedi. Sadece bir tanesi bir tomar para soktu cebime, sokarken de; "Senin şimdi ihtiyacın vardır, bilirim söylemezsin, benim ihtiyacım yok bu paraya sen kullan, geri istemiyorum, helal olsun, senin paran olduğunda başkaları sıkıştığında sen de böyle yaparsın" dedi.
Zengin değildi.
Hatta yoksul bile sayılırdı.
Emekli maaşı ile geçiniyordu, evi de kiraydı bir tane de üniversitede okuyan oğlu vardı.
İşte zengin davranış irfan sahiplerinde olur, irfan sahibinin ekonomik olarak zengin olmasına gerek yoktur.
O durumdan vazife çıkarmasını bilir ve yapar.
**
İstanbul'un Eyüp ilçesine bağlı Balat'ta surların hemen altındaki Hz. Kaab Camiinin İmam Hatibi Emin Kır'ı yazılarımı takip edenler tanırlar.
İstanbul'da sokaklarda yaşayanların hepsinin tanıdığı bir insan Emin Hoca.
Sayısız genci sokaktan, uyuşturucudan kurtarmış, camide barındırmış, iş güç sahibi yapmış ve hala aynı enerjiyle çalışmasına devam ediyor.
Kendisine inanan ve destek veren kişi ve kurumlar sürekli artıyor.
Çünkü söylediğiyle kalmıyor.