Zengin ve yoksul davranışlar-2

Mahallenin nalburu aynı sokakta oturduğu arkadaşının evde tamir için istediği birkaç parça alet edevatı sardı poşete koydu ve uzattı.

Müşteri olan arkadaşı yanında parası olmadığını ay sonunda verebileceğini söyleyince, "Olur komşu" dedi.

Ay sonu geldi komşu gelmedi.

Bir dahaki ay sonu geldi komşu yine gelmedi.

Canı sıkıldı nalburun, fiyatlara da sürekli zam geliyordu.

Dükkânın dışında bakınırken komşunun karşı kaldırımdan eve doğru gittiğini gördü ve seslendi.

Komşusu yanına geldiğinde iki hafta sonra söz verdiği borcunu iki ay geçmesine rağmen neden vermediğini hatırlattı.

Müşteri mahcup olmak yerine, parasının olmadığını söyledi ve borcu hatırlattığı için de kızdı.

Nalbur baktı ki müşterinin vermeye niyeti yok; "Seni ahirete havale ediyorum, orada hesaplaşırız" dedi. Borçlu komşu üzülmek yerine sevindi, gözleri parladı; "Ahirete bırakacağını bilseydim evin bütün eşyalarını alırdım" dedi.

**


1999 depreminde kiracıydı.

Küçük bir işyerinde çalışıyordu.

Yeni evlenmişti bir bebeği vardı.

Evi ağır hasar görünce, kendine ev aramaya başladı ama çok parası da yoktu.

Kiralar da deprem fırsatçıları yüzünden birden artmıştı.Kahvede otururlarken kiralık ev aradığını ama uygun ev bulamadığını söyleyince aynı mahalleden arkadaşı Erhan, "Ben yeni eve taşındım, oturduğum ev sağlam kiracı arıyordum, gel sen otur" dedi.

Yeni evli genç sevindi, "Ne kadar kira istiyorsun" dedi.

Erhan mahalleden tanıdığı arkadaşının maddi durumu olmadığını biliyordu.

"Para istemez, istediğin kadar otur benim paraya ihtiyacım yok" dedi.

Yıl 2025.

Aynı arkadaş hala aynı evde kira vermeden oturmaya devam ediyor.


**


Akif abi erkencilerden.

Sabah namazını mahalle camisinde kılma alışkanlığını emekli olduğundan beri sürdürüyor.

Birgün hocayı canı sıkkın görünce, "Hayrola hocam" diye sorar.

Hoca aynı zamanda ticaretle uğraşan girişimci biri.

"Nakite sıkıştım" der.

Akif abi ertesi sabah 10 tane bileziği bir keseye koyar ve hocaya teslim eder.

Aralarında verdiğine dair bir yazılı kâğıt filan yoktur.

Çünkü bilezikleri verdiği adam hocadır.

Ancak aradan geçen süre zarfında hocadan borcu ödeyeceğine dair hiçbir işaret görmeyince şüphelenmeye başlar.

Cemaatten de hocanın bir takım yanlış işler yaptığına dair bilgiler öğrenince bir sabah, "Hocam ne oldu bizim alacağımız" der.

Hoca gülerek, "Ne alacağı" der."Eyvah" der Akif abi, soluğu karakolda alır.

Karakoldan hocayı çağırıp Akif abi ile yüzleştirirler.

Hoca şikayet etiği için Akif abiye karakolda yapmadığı hakareti bırakmaz ve "Bir an önce öl rahatlarsın" der.

**


Küçük bir kasabanın orta mahallesinde ahşap küçük bir camide yıllardır imamlık yapar. Camiye gelen gelmeyen herkesle arası iyidir.

Her sabah namazından sonra zaten 4-5 kişiden ibaret olan cemaatten arabası olan biriyle doğru çorbacıya gidip sabah çorbası içerler.

Hesabı hocadan başka kimse ödemeye cesaret edemez.

Aşırı cömert olduğu için bazen ev geçiminde sıkıntıya bile girer.