Berlin'in merkezinde Sudan halkıyla dayanışma gösterisi düzenlendi.
Gösteride, "Özgür Sudan" ve "Tüm sömürgeler yıkılacak" sloganları atıldı.
Yağmur altında gece toplandılar.
Bir ellerinde şemsiye diğer ellerinde çocuk.
Gazze için yapılan protesto gösterilerinde olduğu gibi.
Yine çoğu kadın ve çocuk.
Berlin'de.
Almanya'da.
Almanya'nın başkentinde.
Hristiyanların ülkesinde
Çoğu Alman.
Avrupa'nın göbeğinde "Sudan özgürleşecek" sloganları.
Sudan bahane,
Gazze bahane.
Dünyanın en zalimleri ile en merhametlileri sahada.
**
Hz. Musa döneminde Firavun sadece çocukları öldürüyordu.
Modernizmin yeni firavunları çocuklarla birlikte kadınları ve yaşlıları da öldürüyor.
Hayvanlar ve bitkiler bile bunların zulmünden kurtulamıyor.
Silahlı sivil İsrail vatandaşları, Filistinlilerin evlerini işgal ediyor.
Zeytin bahçelerini yakıyor,
Ahırlarına girerek hayvanlarını öldürüyor,
Bebeği ile gıda yardımı taşıyan tırların önüne geçip engelliyor,
Gelen gıdaları ve ilaçları yakıyor.
**
Gazze'de ateşkesten bu yana geçen 3 haftada İsrail durmadı.
Hamas'ın ve bütün dünyanın kabul ettiği ateşkesi çocuk katilleri 200'den fazla kez ihlal etti.
Ayakta kalan binalara bile tahammülleri yok.
Gazze'yi dümdüz etmeye niyetliler.
Ateşkes tanımıyorlar.
Gıda yardımlarına izin vermiyorlar.
Boş binaları vuruyorlar.
Kampları bombalıyorlar.
Öyle bir ülke düşünün ki halkının tamamı çadırlarda yaşamak zorunda bırakılıyor.
Dünya yine seyrediyor.
**
Oscar ödüllü ünlü İngiliz oyuncu Michael Caine hakkında ilginç bir ayrıntıya rastladım bir yerde.
Annenin evlatlar üzerindeki etkisini anlamak açısından güzel bir örnekti.
Hikâye şöyle;
"Ünlü aktör Michael Caine annesine bir filmden bir milyon sterlin kazandığını söylediğinde, annesi ona şaşkınlıkla baktı ve sadece: "Kimi dolandırdın" diye sordu.
Çünkü Güney Londra'nın yoksulluğunda yetişmiş Ellen için milyon bir rakam değildi: hayal bile edilemeyecek kadar büyük paraydı.
Michael tatlı bir şekilde gülümsedi ve hayatını değiştirecek bir cümleyle cevap verdi: "Anne, bir daha asla çalışmak zorunda kalmayacaksın. Bir daha asla."
Ellen Frances Marie Burchell tüm hayatını başkalarının evlerini temizleyerek geçirmişti.
Elleri sabundan çatlamış, sırtı kambur ama onuru yerindeydi.
Savaş sırasında, Londra bombalar altında yanarken, neredeyse hiçbir şeyi olmayan iki oğlu Michael ve Stanley'i doyurmak için barınaklarda yaşadı, mutfaklarda çalıştı.

17