O kıza 'Ölseydik daha kolay olacaktı' dedirten biziz

Güney Afrika'nın açtığı davada İsrail'in soykırım suçundan yargılanması kararının çıktığı günün ertesi ABD, Avustralya, İtalya, Kanada, Finlandiya, İngiltere, İsviçre, Almanya ve Hollanda, Birleşmiş Milletler'e bağlı Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) yardımları durdurdu. BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, bu ülkelerin "soykırıma yardımcı olduklarını" söyledi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, finansal desteklerini durduran ülkeleri bu kararlarından geri dönmeye çağırdı. Yardımı durdurdukları, vermeyeceğiz dedikleri insanlar kim Kendi topraklarında mülteci gibi yaşamak zorunda bırakılan, evleri bombalanan Gazzeli kadınlar, çocuklar yaşlılar yani sivil insanlar. Gazze'ye insani yardımı askıya alan 9 ülke, "Siz İsraili soykırım yaptı diye yargılarsanız biz de İsrail'in evlerini yıktığı sivillere sığındıkları kamplarda yapılan yardımları askıya alırız" diyor. Suçluya sahip çıkıp, suçsuza ceza kesiyorlar. Kim bunlar Dünya ekonomisini yöneten 9 devlet. Bu 9 devletin arkasında da Siyonist sermaye var. Hani şu, "İsrail'e, çocukları öldür arkandayız" diyen hamburgerci, kolacı, tavukçu, kahveci, deterjancı, kozmetikçi ve giyimciler. Hani şu evlerimizde en çok bulundurduğumuz markalar. İnsanoğlunun yaptığı yapacağı alçaklığın dibi yok. İndikçe iniyor. Bir halk, küçük bir köye dönüşen dünyada açlık ve susuzluğa mahkûm edilerek toplu ölüme terk edildi. 2 milyon insan alçak bir köpeğin insaf ve merhametine bırakıldı. Onlar da insan diyen batılı merhamet sahiplerinin tepkileri caddelerde sürerken, "Müslümanlar kardeştir" diyenlerin suskunluğunun cevabı yok. Dünyanın bir ucunda ayağına diken batan bir Müslümanın acısını batıda yaşayan bir Müslüman hissetmiyor artık. O devir çoook eskilerde kalmış. Tefsir ve fıkıh alimlerinden Hasan Basri diyor ki; Siz Peygamber ve arkadaşları olan sahabeleri görseydiniz deli bunlar derdiniz. Onlar da sizi bu halde görseydi bunlar Müslüman demezdi. Müslüman olmak için önce insan olmak gerektiğini unutalı uzun yıllar olmuş. "Vallahi çadır ne demek biliyor musun Mezarla aynı şey amcacığım. Dün ne kahvaltı yaptık ne akşam yemeği yedik'' diyor küçük kız mikrofonu uzatan gazeteciye. Gözlerindeki yaşları izlerken eriyorsunuz. Sözleri çaresizliğin dile gelişi değil. Üstü kapalı bizi anlatıyor. Bizim vurdum duymazlığımızı, neme lazımcılığımızı, vicdansızlığımızı, alçaklığımızı. Yalnız başına göç etmek zorunda kalan Gazzeli kız çocuğuna soruyor gazeteci; Ne hissediyorsun "Ölseydik daha kolay olacaktı. Anneme ve babama iletmek istediğim mesaj var, Sizi çok özledim ve sizsiz çok yoruldum. "En çok neden korkuyorsun" diyor. "Sırtımı yaslayabileceğim kimseyi bulamamak" diyor küçük kız. İlkokul öğrencisi yaşındaki bu masum kızları, "Çadırla mezar aynı şey" "Ölseydik daha kolay olacaktı."