İsrailli sanayiciyi yalvartan o insanlara selam olsun

İnsanlık düşmanı sermayenin en zayıf karnı menfaatidir.

Bir tek menfaatlerine dokunulduğunda canları yanar.

İsrail Sanayiciler Birliği Başkanı Ron Tomer'e bir fuar alanında gazetecinin biri ekonomik gelişmelerle ilgili bir soru soruyor herhalde ki işadamı şöyle cevap veriyor; "Bizi boykot etmeyin yeter, bize diğerleri gibi muamele edin. Biz yanlış bir şey yapmadık."

Sorunun cevabından anlaşılıyor ki İsrail'e destek veren siyonist sermaye küresel boykottan çok rahatsız.

Hem "Bizi boykot etmeyin" diye yalvarıyor hem de "Biz yanlış bir şey yapmadık" diye itiraf ediyor.

Gazze'deki işgal ve katliamda İsrail'e destek veren küresel siyonist şirketler ve markaların yıllık kazançlarının onları yalvartacak kadar düştüğü bu açıklamadan belli oluyor.

Açıkladıkları rakamlardan ne kadar zarar ettiklerini gördük.

Boykotu küçümseyenler, itibarsızlaştırmak isteyenlere de cevaptır yukarıdaki işadamının açıklamaları.

Gazze'de insanlık öldürülürken katile göz yumdukları için, arka çıktıkları için, durdurmak için hiçbir şey yapmadıkları için, ateşe odun attıkları için dünyanın her tarafında ürünlerinin boykot edildiğini anlamıyor.

Anlamak istemiyor ama anlayacak.

Gazze'yi kumarhane ve fuhuş merkezi yapmak istediğini açıktan söyleyen Trump da anlayacak.

Çünkü macun tüpten çıktı.

Trump gibi gücüne güvenen diktatörler devletleri korkutarak mevcut düzenlerini devam ettirebilir ama halkları ikna edemez, onları korkutamaz.

İlk kez bir soykırıma karşı bütün dünyada farklı millet ve inançlardan kalbi Gazze için atan milyonlar var.

Ve bu giderek artacak.

Devletleri güdenler halkları güdemeyecek.

Bundan sonra onlar için de insanlık için boykota devam edenler için de geri dönüş yok.

Dünya halkları sosyal medya vasıtası ile neyin ne olduğunu gördü.

Kimlerin kuzu postuna büründüğünü, kimlerin korkak olduğunu kimlerin cesur yürekli olduğunu öğrendi.

Onlar azalacak, boykot edenler çoğalacak.

Küresel sermaye acımasızdır, rekabeti hiç sevmez.

Girdiği ülkelerin ekonomilerini altüst eder.

Yerli ne kadar rakibi varsa ilk bir iki yıl düşük fiyat politikası ile önce onları öldürür sonra piyasaya hâkim olur.

Bütün ülkelerde böyledir.

Bizim ülkemizde deterjan, temizlik, içecek ve fastfood tarzı alanlarda faaliyet gösteren markalara bakın anlayacaksınız.

Hiçbirinin onları zorlayacak yerli rakibi yoktur.

"Piyasada serbest rekabet var" mesajı vermek için çok küçüklere izin verirler. Büyüdüklerinde satın alırlar.

Satın alamadıklarını düşük fiyatlarla öldürürler.

Medya ve reklam sektörü de onları için en cazip stratejik alanlardır.