İpin ucu

Fındıkta hasat zamanı sürüyor. Sıcaklık, kahverengi kokarca ve mantar hastalıkları nedeniyle rekoltede düşüş bekleniyor.Bu yıl kayıplarla birlikte fındık üretiminin 700 bin tonun altında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bu arada üretici, sanayici, tüccar, ihracatçı, esnaf, manav tüm Karadeniz insanı fındık alım fiyatının açıklanmasını bekliyor.Dünya fındık üretiminin yüzde 64'ünü ülkemiz gerçekleştiriyor.En yakın üretici ülke olan İtalya ile aramızda 7,7 kat üretim farkı var.Türkiye Ziraat Odaları Başkanı, "Biz fındığı üretmezsek dünya çikolata sektörü durma noktasına gelir. Çünkü çikolatada başka ürünler denenebilir ama fındığın özellikle de Türk fındığının verdiği tat ve aroma yakalanamaz." diyor.Ülkemizin en çok fındık ihraç ettiği iki ülke Almanya ve İtalya.Fındığı ülkemizden ithal eden bu iki ülke, işleyip tüm dünyaya pazarlıyor. Ülkemizin kazandığı gelirin kat kat fazlasını kazanıyor.Ürettiğimiz diğer birçok üründe olduğu gibi."Fakat bu ülkelerde fındığın kaç lira olduğu ya da olacağı konuşulmuyor" diyor TZOB Başkanı.Ne konuşuluyormuşÜretilen katma değerli ürünlerin dünyaya nasıl daha fazla satılabileceği.Biz ne konuşuyoruzFındık bu yıl kaç para olacak.İşte bu sistemin yanlış işleyişinden kaynaklanan aradaki anlayış ve zihniyet farkı bizim sürekli yoksul kalmamıza onlarınsa sürekli zenginleşmesine vesile oluyor.Bu zincirin en masum ve mağdur iki tarafı var; üretici ve yerli tüketici.O her şeye rağmen üretiyor ve ucuza satıyor, biz de pahalı yiyoruz.Üreticinin eline ancak karnını doyurabilecek kadar para kalıyor.Üretilen ürünler tüccar ve ihracatçılar tarafından ham madde veya yarı hammadde olarak dışarı satılıyor.Ülkemiz fındık üretiminin yüzde 80-85'ini ihraç ediyor.Bu ihracatın üzerine ortalama 110 bin ton iç piyasa tüketimini de koyduğumuzda hemen hemen ürettiğimiz kadar fındığı tükettiğimiz görülüyor.Elimizde stok olarak fındık kalmıyor.Üreticiyle tüketici arasındaki aracılar emeksiz en az 10 kat fazla kazanıyorlar.Saadet zinciri gibi.Tarlada 2 liradan aracıya satılan domatesi markette 20 liradan alıyoruz.Bütün ürünlerde böyle.İpin bir ucu üreticide diğer ucu da üretimle tüketim zincirinin arasına giren aracılarda.Oysa sağlıklı bir ekonomik sistemde ipin bir ucu üreticide diğer ucu da sistemi kuran ve denetleyen devlette olması lazım.Araya sızanları, kural tanımayanları, destursuz girenleri ayıklamazsak, görmezden gelirsek, gelir adaletini sağlayamayız.Adalet mülkün temelidir.İpin ucu ile ilgili o meşhur hikayeyi biliyorsunuz.Genç adam imtihanı kazanıp imam olmaya hak kazanmış.İlk Cuma tayin olduğu camide hutbeye çıkacak ve ilk hutbesini verecek ama dediğimiz gibi tecrübe de yok, o yüzden heyecanlı.Yanlış yapmaktan korkuyor.Cami cemaatinden tecrübeli ihtiyarlarından birine konuyu açmış.İhtiyar adam, "Hallederiz evladım kolayı var.Minberde hutbe okumaya çıktığın yerden halının altına doğru bir ip uzatırız.Ben de hemen minberin girişinde otururum.İpin