Onun İstanbul resimleriyle ilk tanıştığınızda renk cümbüşü içinde bir mimarın şehir projesi gibi görüyorsun.
Sonra tablodaki görüntü "ben resimim" demeye başlıyor.
Ve resimdeki ayrıntılar ve renk uyumu seni büyülerken sanatçıya olan hayranlığının dozu artıyor.
Çok yönlü bir sanatçı ama önce insan.
Devrim Erbil'i mutlu eden şeyler kendi ifadesiyle; "Resim, aşk ve şiir".
Başlıktaki "İki rengi bir araya getirmek iki insanı bir araya getirmekten zordur" sözü de ona ait.
Renk konusunu çok ciddiye aldığını ilk kızına isim olarak Renk adını vermesinden anlıyorsunuz.
İkinci kızı ve erkek kardeşi ile söyleşiye gelen sanatçı onları da söyleşiye gelenlerle tanıştırmayı ihmal etmedi.
Şiire olan sevgisini de söyleşiye ayrılan zaman bitmesine rağmen son olarak sevdiği iki şiiri araya sıkıştırmasından anladık.
Aşk konusu özel hayata girdiği için bizi ilgilendirmiyor.
Sanatçılar, şairler marjinal insanlar.
Onlara özel hayat penceresinden bakmamak lazım,
Gerçek sanatçılardan bahsediyorum.
Ahlaksızlığı kuralsızlığı, görgüsüzlüğü, benciliği sanatıyla meşrulaştırmaya çalışanlar konumuz dışı.
Sahneye çıktığında konuşmasına resim sanatıyla ilgili belgeselini hazırlayan yönetmen Durmuş Akbulut'a teşekkür ederek başlayan biri.
Mütevazı bir insan.
Konuşmayı seviyor ve çok doğal.
Onu dinlerken karşınızda dünya çapında ünlü bir sanatçı değil de sanki mahalleden 40 yıldır tanıdığınız insan varmış gibi hissediyorsunuz.
"Önce insan ol, sonra ne olursan ol." Diyenlerden.
Seviyorum böyle insanları.
**
Sanat yaşamı boyunca sadece tuvale değil; ahşap, seramik, vitray, mozaik, gravür ve halıya kadar çok çeşitli malzeme üzerinde çalışmış.
1937 Uşak doğumlu sanatçı, bugün 88 yaşında.
Eski İstanbul'u kaybettiğini düşündüğü için kalabalık ve gürültülü halinden uzaklaşarak, İstanbul'dan soğumayı değil uzak durmayı tercih etmiş.
Daha sakin yer olarak gördüğü Bodrum'da yaşamaya başlamış.
İstanbul'un nüfus yoğunluğundan şikâyet ederken geçmişe dair şöyle bir ayrıntı anlattı Devrim Erbil.
Osmanlı döneminde şehrin güvenlik görevlileri Anadolu'dan İstanbul'a gelenleri Bostancı'da durdurup, "neden geliyorsun, bikar mısın" diye sorarmış.
Bikar kar etmeyen boş beleş işsiz mesleksiz insan demek.
Niteliksizleri İstanbul'a almıyorlardı herhalde!
**
Yıldız Holding, 11. kez düzenlenen 'Mutlu Et Mutlu Ol Günü'nü bu hafta içinde tüm dünyadaki çalışanlarıyla eş zamanlı olarak kutladı.
Etkinliklerin merkez üssü, Yıldız Holding'in Çamlıca kampüsüydü.
Bu özel günde, davet üzerine sanatçı Devrim Erbil'i 'Yıldızlı Sohbetler' etkinliğinde dinledik.
Gazeteci Aysun Öz'ün moderatörlüğünü üstlendiği söyleşide Erbil'in sanat yolculuğunu ve İstanbul'un sanatına olan katkısını öğrendik.
Devrim Erbil, İş dünyasını Anadolu'nun ilgisizlik ve ihmaller yüzünden yok olmaya doğru giden sanatına ve sanatçılarına destek olmaya çağırdı.

23