Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu

Fizikçi bilim adamı Albert Einstein'ın dediği gibi, sorunlar sorunlara yol açan düşünce modeliyle çözülemez.Bakış açısını değiştirmediğin sürece yanlışlar zincirini artırmaktan başka bir şey yapmıyorsun.Bakış açını düzeltmen için sık sık bakış aşısı olman gerekiyor.Bunun da tek yolu sürekli en başa dönmek. Tembellik edip bilgisiz fikir sahibi olmaya çalışmayı bırakmak ve düşünmeye en baştan yeniden başlamak.Günümüzü özetleyen en kısa cümleleri kurmuş biri; "Şu anda midemizi topluca alışverişle ve dizilerle dolduruyoruz. İnsanlarımız izleme işini televizyon seyrederek ve internette gezinerek yaptığından, statü paranoyası güçleniyor.Reklamlar daha fazlasını istemeniz için yem olarak kullanılıyor.Açgözlülük hepimize altın tepside sunuluyor." Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok, vakit de yok.Sosyolog ve filozof Zygmunt Bauman, kapitalizmin ekonomide kültür ve sosyal hayatımızda yaptığı değişikliklerinin çoğunu tespit etmiş.Onun verdiği bilgileri tazelemek bize yeni bakış aşısı için yeterli olacaktır.Ne diyordu sosyolog ve filozofumuz; "Ekonomik büyüme" az sayıda insan için servet artışı, sayılamayacak kadar çok olan diğerleri içinse sosyal statüde ve kendine saygıda hızlı bir düşüş anlamına geliyor.""Yapılması gereken şey, özellikle de kriz zamanlarında, vizyonlar veya en azından daha önce düşünülmemiş fikirler geliştirmektir. Bunların tümü kulağa safça gelebilir fakat aslında öyle değil. Kaldı ki, kitlesel boyutta yıkımla yüklü bir trenin, içindeki insanların aksi istikamette koşması halinde hızını ve yolunu değiştireceğini hayal etmekten daha safça ne olabilir""Kötü ideolojilerin yarattığı zararlı etki gerek bireylerin gerekse toplumun uyuşturucu kullanarak yarattığı riskten çok daha tehlikelidir.""Normal" toplum kutsiyeti kalmadığı için ya da günahkârlığı yüzünden, bencilliğin ve açgözlülüğün hüküm sürmesi yüzünden, manevideğerler yerine maddi kaygıları geçirmesi, bireyin özgürlüğünü ayaklar altına alması, insanlar arasındaki mahremiyeti ve duygudaşlığı tahrip etmesi, insanlar arasında eşitsizliğe neden olması ve adaletsizliği şaha kaldırması, zorlama düşmanlıkları ve rekabeti teşvik etmesi ve istemesi vb. yüzünden kınanır.""Neden devletin o iyiliksever lütfunu sadece bireyin bedeninin korunması ile sınırlıyoruz kiİnsanın zihnine ve ruhuna verdiği hasar, bedensel kötülüklerden çok daha korkunç sonuçlar üretmez mi""Sadece kendimizi düşünmemize sebep olan konfor kültürü bizi başka insanların haykırışlarına duyarsız kılıyor..."Başlıktaki soruyu tekrar tekrar soralım kendimize.Azınlığın zenginliği hepimizin çıkarına mıdırDeğildir.Birilerinin