Tarihçilerin anlatmasına göre Medîne'de zengin ya da hurma bahçesi olan bazı insanlar hurma salkımlarını fakir ve muhtaç kimselerin alabileceği yerlere asarlardı. İhtiyaç sahipleri de asılı olan hurmaları ihtiyacı kadarını alarak evlerine götürürlerdi.
Bu arada bazı cimri insanların bahçelerindeki kötü ve döküntü hurmaları çöpe atmak yerine salkımlarıyla asmaları ve yardım ediyormuş havasına girmeleri üzerine Bakara süresi 267'nci âyetle uyarı geldi;"Ey inanmış olanlar! Kazandığınız temiz (sağlıklı, helal ve güzel) şeylerden ve topraktan sizin için bitirdiğimiz (ürünler)den (yoksul, muhtaç kimseler) için harcayın; Kendinizin, ancak göz yumarak, alabileceği düşük ve bayağı (kötü, kalitesiz, kıymetsiz) şeyleri vermeye kalkışmayın."İhtiyaç sahiplerinin alması için bahçe duvarlarına ve ağaçlara asılan hurma salkımlarının kötü ürün ve mallardan değil iyilerinden olması isteniyor ve uyarılıyordu.
Yani amaç, en değerli şeylerden vermenin gerekliliğine dikkat çekmekti
"Beğenmediğinden değil beğendiğinden ver" diyordu ayet."Verdiğinde canın acıyacak" diyordu dervişin biri.
Askıda kahvenin İtalya'da başlayan hikayesi ise çok yeni.1940'lı yıllar.
İkinci Dünya Savaşı dönemi.
Savaş dönemi olduğu için ekonomik zorluklar ve sıkıntılar artmış.
İtalyanlar kahveyi seviyor ama herkes kahve içemiyor.
Yoksulluk zengin fakir herkesi rahatsız ediyor, şimdi olduğu gibi.Napoli şehrinde bazı iyi yürekli insanlar kahve içtikten sonra hesap öderken bir kahve parası fazla ödüyorlar.
Kahve içmek isteyip de parası yetişmeyen insanların yerine yapılan peşin ödeme kısa sürede yaygınlaşıyor.
Kahve mekanları dükkânın görünür bir yerine "Askıda kahve var" yazısı asmaya başlıyorlar.Herkesin kendi parasını ödediği "Alman usulü" denilen geleneğe sahip Avrupalı insanlar için bu kahve ısmarlama olayı büyük fedakârlık.Ancak bize göre can sıkan bir durum vardır.
Askıda kahve isteyeni oradaki birçok kişi görüyor.
Bu durumdan rahatsız olabilenler için uygun bir yardımlaşma tarzı değil.
Yani "askıda kahve" uygulaması çok şık değil.Bizim çeşitlendirdiğimiz "askıda ekmek" uygulaması da öyle.Birçok insanın fırın çalışanlarından ve fırındaki diğer müşterilerden utandığı için "askıda ekmek" isteyemediklerini ve fırında müşterilerin olmadığı ortamı dışarıda beklediğini duyuyoruz.
Günümüzde özellikle lise ve üniversite öğrencilerinin çok rağbet ettiği, benimsediği "Alman usulü" uygulaması bile askıda kahve uygulamasından daha insani gibi duruyor.Bu toprakların insanına ait yardımlaşma kültürü çok zengin.
Paylaşmayı sevdiği için "askıda" uygulaması çeşitlendirilerek zenginleştirilmiş.Yani askıya ne bulduysa koymuş; "Askıda ekmekten askıda simide, askıda tosttan askıda faturaya, askıda yemekten askıda oyuncağa, askıda giysiden askıda kitaba kadar çok zengin bir "askıda kültürü" oluşmuş.