Sumud Filosunun Umud Dersi
YAŞAR DEĞİRMENCİ
Gazze sırf bizim değil, dünyanın gündeminde.
Gazze'nin uzun yıllara sarkan direniş destanı, sabır ve sebatı, tükenmez azim ve iradesi yaşanırken gereksiz polemiklerle, anlamsız yorumlarla bu iradeyi zayıf düşürecek vebali kaldıramayız.
Her zeminde Hakkı savunmak zorundayız. Günümüz dünyasında Müslüman olanlara Müslüman olmayanlar sahip çıkıyor.
Tarihin bu kritik dönemecinde; Müslüman kalmanın ve insan olmanın tüm ilke ve erdemlerini Gazze mektebi bizlere sunuyor. Tabii ki, anlayan ve alabilene. Bunları düşünürken Nisa suresi 136. Ayetin meali beni nefs muhasebesine sevk etti. Mümin kimlik ve şahsiyetimizi, sorumluluk bilincimizi gözden geçirmemizin şart olduğunu da gösterdi.
Gazze'de kardeşlerimiz bombaların altında can verirken, biz ekran başında seyirciyiz.
Allah'a iman ettiğimizi söylüyoruz ama imanımızın icaplarını yaşamıyoruz.
Peygamberimizi sevdiğimizi söylüyoruz ama onun izini sürmüyoruz. Kitaba iman ettiğimizi söylüyoruz ama kanunlarımız, ticaretimiz, siyasetimiz ondan değil, batının reçetelerinden. Âhirete iman ettiğimizi söylüyoruz ama dünyevileşme hastalığından kurtulamıyoruz.
İşte bu yüzden bugün ümmet zillet içindedir.
Çünkü Allah izzeti, hakiki imana bağlamıştır.
Sadece "Elhamdülillah Müslümanım" demekle olmuyor.
Hayatıyla, ahlakıyla, adaletiyle Müslüman olana. İslâm'ı hayat tarzı hâline getirmemiz, hayata hâkim kılmamız gerekiyor.
Ey Müslümanlar! Gelin Müslüman olalım. Gelin yeniden Kur'an'a dönelim. Gelin Peygamberimizi hayatımıza taşıyalım. Gelin Gazze'nin acısını kendi acımız bilelim, ümmetin derdiyle dertlenelim.
Çünkü iman, sadece dilin sözü değil, kalbin tasdiki ve hayatımızda uygulanmasıdır.
Sumud Filosu hedefine emin adımlarla ilerlemesi; gidemeyenleri teselli ediyor, muvaffakiyetleri için dualar ediliyor.
Şimdi tüm gücümüzle onları selamlamak, sahiplenmek ve savunma zamanı. Gazze'ye doğru yola çıkanKüresel Sumud Filosuilhamını Gazze'den aldı. O ilham ile yüreklerimize yeniden umud oldu.
Dirilişin ve direnişin vicdan boyutu "insanlığın vicdanı" olarak tecelli etti.
Böylelikle dünyanın hem gündemine hem de gönlüne oturdu.
Soykırıma karşı soylu direnişin ismi, oldu Sumud. İnsanlığın muhtaç olduğu ortak adalet, ahlak ve anlam arayışı diyebiliriz.
Sumud'un hedefi sadece Gazze ablukasını kırmak değil, zihinlerdeki prangaları, vicdanlar üzerindeki baskıları sonlandırmaktır.
Sumud sadece denize açılan gemiler yekûnü değil, insanlığın kalbinde tutuşan adalet ve özgürlük meşalesidir.
Yalnızca insani yardım değil, insan kalmanın ispatı, "İnsanlık ölmedi." gerçeğinin günümüzdeki nişanesidir, tecellisidir.
Sumud bir vicdan hareketi olmakla beraber, sistematik bir soykırımın, topyekûn yok edilmek istenen bir halkın hayatta kalması için küresel vicdanın buluşma ve başkaldırı adresidir.
Küresel ayaklanmanın Akdeniz'e yansıyan adıdır. Sınırları aşan bir dayanışma ruhu, kolektif bir bilincin, uluslararası bir sivil ve sessiz tavır.
Masumların çığlıklarına, mazlumların çağrılarına kulak veren yüreklerin yolculuğudur.
Sumud Gazze'deki çocukların açlığına, annelerin gözyaşına duyarsız kalmayan, gözünü yiğitlerin başkaldırısını temsil ediyor.
Siyasi mahfillerde, diplomasi dünyasının kapı eşiklerinde beklemekle sorunlar çözülmez! Tarihin akışını değiştirecek yeryüzü vicdan hareketidir. Çözüm adresi; Birleşmiş (Bir-leşmiş) Milletler (BM) değil, birleşmiş yüreklerdir, birlikte yürümektir.
İnanıyoruz ki Filo Gazze'den önce kalplere ulaştı.
Kalpler yürekler fethedildi. Çünkü bu yolculuk her şeyden önce insanlığın vicdanına rotasını doğrultmuştu.
Sumud bize şunu söylüyor; adalet arayışı uluslararası platformlara, başkentlere, resmî kurumlara bırakılmayacak kadar önemlidir.
Artık yeryüzü seyirci değil, milyonların yüreği, duası bu gemilerde.
Herkes hükmen gemi yolcusu.
Sessiz, şiddetsiz bir başkaldırı, vicdani bir çığlık çoktan denizleri aştı, hedef kitleyi harekete geçirdi.
Biz geciktik bari vicdanımız gecikmesin.