Suçluya sahip çıkmayın! Şeriatın kestiği parmak acımaz!
Yaşar Değirmenci
CHP'li belediyelerde bir bir patlayan yolsuzluk, rüşvet, her türlü rezillik skandallarını örtmek için değişik planlarını, hilelerini ortaya koyup suçu ve suçluyu temize çıkarmaya çalışıyorlar.
İtiraf eden pişmanlıktan faydalanmak için yaşananları ve yaşatılanları ifşa edenleri tehdit, öldürme emri verecek kadar da âdileşen pespaye güruh suçu savunur hâle geliyor. Bu güruhun yanında duranlar da "Yuvarlak masanın yuvarlak adamları"nın devamı. Yayın organları da "Karar Gazetesi ve milliyetçi/muhafazakâr/dini-dar" olanlar. Abdullah Gül, Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Cemil Çiçek, Taha Akyol, Ahmet Davudoğlu, Mustafa Çağırıcı, vb. gibi isimler de dahil. Sahneye, gönüllü avukatlar çıkıyor. Şu gönüllü avukatlardan birkaçını yazdıklarına ibretle/dehşetle/insanlığını kaybetmiş hallerine bir bakar mısınız Peki kendin de böyle mali olumsuzluklarla suçlandın mı ki,"Bize yapılan, Ekrem'e yapılmasın"diyorsun. Abdullah Gül'e yapılan ne idi
"Eşin başörtülü. Sen cumhurbaşkanı olamazsın" Bunun dışında, Abdullah Gül'e,"Verdiği ihaleleri kazananlar, aile şirketinden daire satın almaya mecbur edildi. Böylece paraları paylaştılar"diye bir suçlama olmuş muydu
Tayyip Erdoğan'ın aldığı ceza okuduğu şiir yüzünden değil mi Ceza da "min cinsi amel" (kıyas"lar aynı cinsten olur. "Amel, cins-i cezadır. Ceza, cins-i ameldir. "Amelin cinsine göre ceza"demek, amelin çeşidine uygun bir ceza demektir. Mesela, mali ibadetlerin cezası olarak mali cezaların verilmesi gibi.)
"Vaktiyle Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve şahsıma yapılan haksızlıkları kamu vicdanının nasıl kabul etmediğini hatırlayalım. Benzer yanlışlıklar halkın iradesiyle belediye başkanı seçilmiş olan Ekrem İmamoğlu'na da yapılmamalı." Bir yolsuzluk soruşturmasında, en son söylenecek şey değil mi bu
"Sayın Gül bu uyarıyı yapmasaydı ülkeye karşı sorumluluğunu yerine getirmemiş olurdu. Çağrısı tarihidir"i söyleyenin düştükleri rezilliğe, sahiplendikleri kepazeliğe bakın!
Şu yazdıklarına, söylediklerine, beyanlarına, suça ve suçluya, yolsuza, sahtekârlığa, insanî değerleri yerle bir eden yapıya ve yapılanlara sahip çıkılmasına bakın. Kendi ülkesini terör ülkelerine şikâyet etmelerine, Gezi olaylarının benzerini gerçekleştirmek için her türlü rezilliğe, "hedefe ulaşmak için her yol mübah"la hareket edenlerin yazdıkları, söyledikleri…
Hırsızlığı, ihale yolsuzluklarını, ayak oyunlarını savunmak, milletin tepesinde bulunmuşlardan geliyor. Madem CHP'lilerin bile"Bir an önce bu adamdan kurtulmalıyız"gözü ile baktıkları Ekrem İmamoğlu'nu savunacaksınız. Diplomadan sahtekârlığından, bir sürü yolsuzluklar, sahtekârlıklar. Suçları kesinleşmiş, cezaevinde bulunanları savunmaya devam ediyorlar. Sadece bunlar mı Listeyi yazsam sayfa dolar.
Menfaatleri uğruna sosyal medya ve iletişim kaynaklarına çöreklenip, "Tayyip Düşmanlığı"na soyunanların programlarına katılarak çıkarılan "fitne ateşi"ne odun taşıyorlar.Bize de bütün bunlara "Yazıklar olsun! Allah ıslah etsin!", "ateşi söndürenlerden olalım, odun taşıyanlardan değil." demek düşüyor.
Bayram namazını bile kılmayan cenazeleri 'Cem Evi'nden kaldırılan CHP'de Başkanlık yapmış (Lider diyemiyorum. Kelimenin ağırlığını taşıyamaz.) adamla, çocukların Kur'an-ı Kerim'i öğrenmesine tahammülsüz "orta çağ kafalı" (öyle dediği için 'min cinsin amel' fehvasınca karşılık verdim.) CHP'nin başındaki de hırsızın/yolsuzun hâmisi…
Bütün yapılanlar ortada iken sicili bozuk olanların yaptıkları şahitleriyle, belgeleriyle ispatlanmış, hukuki sürecin gereği olarak cezalandırılmışken Beylikdüzü döneminden İBB başkanlığı sürecinde yaptıkları, kendi değerlerimizle örtüşmeyen Yunan dostluğundan (Makarios'un heykelini yapmaktan) aile yıkımının projesi LGBT'lilere sahip çıkıp, cinsiyeti ortadan kaldırma çabasıyla milletinin değerleriyle kavgalı şovmenlik ustasını temize çıkarma, avukatlarının bile savunamadığı