Ramazan: Sünnetleri hayat tarzı hâline getirme ayıdır!

Ramazan: Sünnetleri hayat tarzı hâline getirme ayıdır!

Yaşar Değirmenci

Haksızlığa ve adaletsizliğe başkaldırı sünneti: Peygamberimiz güçlünün hep haklı olduğu, adaletin zenginler ve makam sahipleri için bir anlam ifade etmediği, kanunların sadece zayıflara karşı uygulandığı cahiliye medeniyetine karşı esaslı bir başkaldırı olan Bedir Savaşı'nı yine bir Ramazan günü yaparak hak ve adalet yolunda büyük bir zafer kazanmıştır. Oruç tutmamaya mazeret arayanlar oruçlu kazanılan Bedir savaşını, Mekke'nin fethinin Ramazan ayında olduğunu unutmasınlar. Peygamber Efendimizin bu sünneti gereği, Müslümanlar olarak Ramazan ayında hatırlayacağımız en önemli sünnetlerden birisi de haksızlığa ve adaletsizliğe karşı Müslüman'ca bir tavır, mümince bir duruş sergileyebilme sünnetidir. Gücün ahlakı değil, ahlâkın gücünün yerleştirilmesi sünnetidir.

Zulme karşı direniş örgütleme sünneti: faizle sömüren cahiliyenin ve zulmün elebaşlarına ve kodamanlarına karşı, direnişin ilk fitilini Kur'an'ın "kalk ve uyar" emri gereği yine bir Ramazan günü ateşlemiştir. Yani İslam davetine ve zulme karşı direnecek çekirdek kadroyu örgütlemeye bir Ramazan günü başlamıştır. Peygamber Efendimizin bu sünneti gereği, Müslümanlar olarak Ramazan ayında hatırlayacağımız en önemli sünnetlerden birisi de yeryüzündeki tüm zulümlere, işgallere ve sömürüye karşı sonuna kadar direnme sünnetidir.

Ramazan ayında hatırlayacağımız en önemli sünnetlerden birisi de içkiye, kumara, zinaya, faize, rüşvete, torpile, adam kayırmaya ve kula kulluğa karşı ahlaka ve adalete çağırma sünnetidir.

Medeniyet kurma sünneti: Peygamberimiz pisliğe değil temizliğe, zulme değil merhamete şefkate, ırkçılığa değil kardeşliğe, harama değil helale dayanan İslam medeniyetinin temellerini Kur'an'ın nazil olduğu Ramazan ayında atmıştır. Efendimizin bu sünneti gereği, Müslümanlar olarak Ramazan ayında hatırlayacağımız en önemli sünnetlerden birisi de yeryüzünde Kur'an ve sünnete dayalı bir medeniyet kurmak için gayret etme sünnetidir. Gözümüzü haramdan koruyacağız. Lüzumsuz yere çarşı pazarda dolaşmayacağız. AVM'lerin günah sarmalından, sokakların keşmekeşinden evlerimize, ailelerimize ve camilerimize sığınacağız. İftar davetlerimizi gıybet seanslarına çevirmeyeceğiz. Davet edildiğimiz yerde veya evimizde verdiğimiz iftar yemeklerinde gıybet etmemeye ve yanımızda gıybet ettirmemeye çok dikkat edeceğiz. Ramazanın eğlence ve şenlik ayı değil, cihat ve ibadet ayı olduğunu unutmayacağız. Ramazan şenliği ve eğlencesi adı altında yapılan programlara kesinlikle katılmayacağız. Ramazan eğlencesi düzenleyen belediyelerin ve kamu kurumlarının hem ümmetin malını ziyan ettiğini hem de büyük bir bidat kapısı açtığını bileceğiz. Bu programlara katılmayacağız. Bir yıl boyunca bütün değerlerimize hakaret eden TV kanallarının Ramazan ayı boyunca reyting kaygısıyla takındıkları müminlik maskesine aldanmayıp TV karşısında zaman öldürmeyeceğiz.

Evimizde üç şeyi çoğaltalım. Dua, istiğfar ve zikir. Çünkü dua ibadetin özüdür. Ailecek yapılan dualar aileyi birbirine bağlar. İstiğfar, bela ve musibetleri engeller ve Allah'ın rahmetine kapı açar. Zikir ise kalbimizi yumuşatır, yüzümüzü nurlandırır ve manevi derecelerimizi artırır.

Evimizde üç şeyi azaltalım. Çok yemeyi, çok uyumayı, çok konuşmayı. Çünkü çok yemek hastalığa, çok uyumak tembelliğe, çok konuşmak çok hataya sebep olur. İşte bu yüzden yemek israfından, uyku israfından ve söz israfından kaçınacağız.

Evimizde üç huyu terk edelim. Eleştiriyi, kınamayı ve iğnelemeyi. Çünkü sürekli eleştiri sevdiklerimizi bizden uzaklaştırır. Sürekli kınama aramızdaki muhabbeti öldürür. İğneleyici konuşmalar nefislerimizi harekete geçirir. Eğer bu huylardan vazgeçemezsekevdeRamazan'dan geriye bir şey kalmaz.