Müslümanlar ve İsrail
Müslümanlar ve İsrail
Yaşar Değirmenci
Bugünkü yazımı merhum Aliya İzzetbegoviç'e bırakıyorum.
İsrail bir devlet değil, terördür:
İsrail, siyasi tarihte benzeri olmayan bir vak'a olarak görülmelidir. Zira kuruluşu esnasında bu devlet denilen yapının ne toprakları ne de nüfusu vardı. Topraklarını gasb ederek, nüfusunu ise dünyanın her tarafından insanlar getirterek edindi. Tamamen zulüm ve adaletsizlikten doğan bu yapıyı oluşturdular. Katliamın, vahşetin adını da 'devlet' koydular.
İsrail'in gücü, Müslümanların bölünmüşlüğünden kaynaklanır:
İsrail'in gücü, diasporasının, yani tüm dünya Yahudilerinin olağanüstü destek ve dayanışmasının sonucudur. Bizim zaafımızın sebebi ise tam tersi, bölünmüşlüğümüzün, yetersiz destek ve bazı durumlarda da açık anlaşmazlığın sonucudur. İşte burada birlik, elbette ki bölünmüşlükten daha etkilidir.
Bu dayanışmadan dolayı Yahudilerden nefret etmemiz gerekmiyor. Bunun yerine, buradan ibret almamız gerekir. Onlar gibi güçlü ve birlik olmaya çalışmak zorundayız.
İsrail, tamamen Müslümanların zayıflığının ürünüdür:
Zayıf olan kimse sadece kendine karşı değil, komşularına karşı da âdil değildir, zira onlara kendisine saldırmaları için fırsat yaratır. İslâm'ın siyasî gücü sıfır noktada olduğu bir sırada İsrail hakkında bir fikrin doğması tesadüf değildir. XIX. yüzyıl sonuna ve XX. yüzyılın başına kadar İslâm dünyasında şimdiki gibi bir durum hâkim olmasaydı eğer, ne İngilizler ne de Yahudilerin, Yahudi devletini bizim canlı vücudumuz üzerine tasavvur etmeleri mümkün olmazdı.
Müslümanlar koyun oldukları müddetçe İsrail kurt olmaya devam edecektir:
Kendi zaafımız sebebiyle onları yanlış yola sevk ettik, onlardan maceraperest ve megaloman kimselere fırsat verdik ve onların kafalarında, sadece Küçük ve Büyük İsrail ile alakalı değil, dünyamızın geniş bölgelerinde efendilik taslamaları gibi, her türlü uçuk düşüncenin akıllarına gelmesine izin verdik. Biz koyun olduğumuz için onlar kurt oldular. Bu sebeple hem kendimiz, hem onlar ve hem de dünyanın bu bölgesindeki barışı için güçlü olalım.
Kudüs ancak Müslümanların elinde gerçek manada özgür olabilir:
Herkese tamamen açık olacak, özgür bir Kudüs şehrini kim temin edebilir Hem teorik hem de pratik olarak bunu sadece Müslümanlar yapabilir.
Teorik olarak;çünkü sadece İslâm Hz. Musa'yı, Hz. İsa'yı, İncil ve Tevrat'ı tanır, aksine ne Hıristiyanlar ne de Yahudiler ne Hz. Muhammed'i ne de Kur'an'ı tanırlar. Bu tespit, Müslümanların bu meseledeki üstünlüklerinin unsurudur.