İslâm huzurda yaşamaktır!

İslâm huzurda yaşamaktır!

YAŞAR DEĞİRMENCİ

Bunalımlı, huzur arayan toplumun üyesi olduk. Hemen herkes huzur içinde yaşamak istiyor. Muhafazakârlar da modernistler de çağdaşlar da. Her düşüncedeki insanımız da çareyi, çözümü kendi düşünce yapısında arıyor. Samimiyet içinde 'nefs muhasebesi' yaparak çare arayanlar vahye dayanan ölçüye uyarak bunalımlardan kurtulup huzur bulurlar. İslâm; huzur içinde Allah'ın huzurundaymış gibi yaşamak anlamına gelir. Huzurun yolu İslâm'ı yaşamaktan geçer! Peygamber Efendimiz huzurun formülünü biz ümmetine bildirmiştir.

İnsanın en temel isteği ve amacı mutlu olmaktır. Kimi mutluluğu dinde arar kimi de dinsizlikte, kimi kapitalizmde kimi ise Siyonizm'de arar. Biri parada, diğeri makamda, ötekisi şöhrette, berikisi de ahlaklı bir hayatta arar huzuru.

Peygamberlerin, bilgelerin ve filozofların da üzerinde durdukları en önemli konu aslında insanın mutluluğa nasıl ulaşacağıdır. Allah Teâlâ'nın gönderdiği son kutlu elçisi Hz. Muhammed Mustafa Efendimizin insanı mutluluğa götüren yollar üzerine derin manalar içeren hikmetli sözleri vardır. "Bana, az sözle çok mana ifade etme özelliği verildi." buyuran Peygamber Efendimiz, az sözle derin manalar ihtiva eden mübarek sözlerinden birinde şöyle buyurmuşlardır: "(Yaratıcısına ve O'nun elçisine) teslim olan, kendine yetecek kadar rızık verilen ve Allah'ın verdiğine kanaat eden kimse mutlu olur." Peygamber Efendimiz bu hadis-i şerifinde huzur ve sükunu sağlayacağını beyan etmiştir. Bu hadis-i şerifte üç hususa dikkat çekmiştir.

*Yaratıcı'ya ve O'nun elçisine iman edip teslim olmak, kendine yetecek kadar rızık sâhibi olmak, Allah'ın verdiğine kanaat etmek.

Yaratıcı'ya ve O'nun elçisine iman edip teslim olmak: Müslüman için "teslim olmak" şartı aynı zamanda "İslam'a girmek" anlamına da gelir. "İslam" kelimesi "teslim olmak" demektir. Fahr-i kâinat Efendimiz kendisine gönderilen vahye inanmayı "Allah'a ve Resulüne teslim olmak" anlamında "İslam" olarak adlandırmıştır. Kur'ân-ı Kerîm'de de "O, sizi önceden olduğu gibi şimdi de Müslim (Müslüman) olarak isimlendirmiştir." buyurularak Allah Teâlâ'nın gönderdiği "inanç sitemi ve hayat nizamı"nın bütün peygamberlerce –tabii ki kendi dillerindeki karşılığıyla- "İslam (teslim olmak)" şeklinde bildirilmiştir. Merhum Aliya İzzetbegoviç, "Doğu Batı Arasında İslam" isimli kitabının sonlarında "teslimiyet"in önemini anlattıktan sonra kitabı şu cümleyle hitama erdirir: "Ey teslimiyet! Senin adın İslamiyet'tir."

Mutlu olmak için Allah'a ve Resûlü'ne teslimiyet; "Varlık nedir, yokluk nedir, nereden geldik, nereye gidiyoruz" sorularına tatmin edici cevaplar vermedeki acizlikten, insanımızı kurtarır. Vahiy; (Yaratıcı'dan gelen özel bilgiler) kendisinde tecelli ettiği elçiye, insanoğlunun teslim olup inandığı zaman metafizik alandaki cevapsız soruları cevap bulur, anlamsız gelen varlık âlemi anlamını bulur.

*Kendine yetecek kadar rızık sahibi olmak:

İnsanın mutlu olabilmesi için yiyecek ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar rızık sahibi olması gerekir. Bu, insanlar için geçerli olan evrensel bir gerçekliktir. Temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insan kendini güvende hissedemez, canlılığını devam ettirebilmek için en temel gayreti, temel ihtiyaçlarını gidermeye yönelir. Bu da zamanla onu ahlâkî bir düşüşe ve bozulmaya iter. Nitekim Peygamber Efendimiz: "Aşırı fakirlik, neredeyse insanı küfre götürecek (kadar tehlikelidir)." buyurarak bu gerçekliğe işaret etmiştir. Bir gün "Allah'ım! Küfre ve fakirliğe düşmekten sana sığınırım." şeklinde niyazda bulunmuş; bunu duyan bir sahabinin "Ya Resûlallah! Bu ikisi, birbirine denk midir" sorusuna "Evet" cevabını vermiştir. Bir başka hadis-i şerifte de hayırlı bir eşi, geniş bir evi ve rahat bir bineği, mutluluk sebepleri olarak zikretmiştir. Dolayısıyla mutlu olmak isteyen insan, elinden geldiğince helal yollardan temel ihtiyaçlarını gidermenin vesilelerini aramalıdır.