Cihad canlılıktır!
YAŞAR DEĞİRMENCİ
Kaybedilen kaybettirilen cihat ruhunu yaşayalım yaşatalım!
Sıkıntımız kendi değerlerimizi bilmeyip, öğrenmeyip başkasının kavramlarıyla konuşmamız.Asliyetimize, özümüze dönmeden olmaz. Aslî kavramlar, tevhid kavramları bilinmeden olmaz. Anlama bağlıdır. Anlamlar ise insanları, toplumları inşa eden unsurlardır.Dinimizin bir hayat tarzımız olduğu unutturuldu. Camiinin dört duvarı arasında yaşanan ibadetlerden müteşekkil bir din anlayışı yerleştirildi.
Kavram karmaşasından en çok yara alan "cihad kavramıdır" desek sanıyorum abartı sayılmaz. İslami kavramları kendi asli bağlamından koparıp yanlış anlamlar yükleyip; sonra da bu çarpık yorumları zihinlere empoze ediyorlar. Hikmetten, basiretten, ahlaktan, hukuktan yoksun cihad söylemleri ve eylemleri Batı'nın cihada yönelik manipülasyonlarına malzeme sunuyor. Korku, şiddet ve terörle özdeşleştirilen cihad öyle bir hale geldi ki, Müslümanlar bile kullanmaktan çekinir oldular. Çünkü Kur'an'ın anahtar kavramı cihad kirletildi.
Kaybedilen kaybettirilen cihat ruhunu yaşayalım yaşatalım!
Cihadı bir tarafa koymak, İslam'ın kolunu kanadını kesmektir. Kendi varlığına kast etmek, dinamizmi yok etmektir. Cihad, özgürlükleri çiğneyen baskıcı güçlere karşı başkaldırımın adıdır. İslam'ın önündeki engelleri bertaraf edip insanların kendi iradeleri ile İslam'a ulaşma imkânını sunmaktır. Zulüm, zillet ve zulmetlere karşı onurlu bir direnişin ismidir. İnsanın ulvi bir amaç uğruna mal, can, fikir ve zaman gibi bütün sözlerini ortaya koymasıdır. Allah yolunda her türlü gayreti kapsar. Allah için tüm çırpınışların ortak adıdır cihad.
Cihadsızlık ise esaret, zillet ve sömürülmeye hazır ruh hali demektir.
Cihadı sloganlaştırmak değil, hayatın gerçekten iman ve cihad olduğu bilincini kuşanmalı. Cihadımız insanlara İslam'ı ulaştırmanın yolu olsun, uzaklaştırmanın sebebi olmasın. Cihadımız İslam'ın itibarına katkı sunsun.
Cihad, yüreği Allah rızası için çarpan, zulme karşı dik duran, ilimle, amelle, maneviyatla, mücadeleyle hakikati ayakta tutan, yaşayan ve yaşatan bir şuurdur.
Peki, neden bugün bu kavram, kirletilen bir algıya dönüştü Neden Türk-İslam coğrafyasında cihad ruhu, yerini tepkisizliğe, duyarsızlığa bıraktı Gazze'de katliamlar, soykırım olurken, Müslümanların sesi neden cılız
Bugün cihad denilince küresel güç ve emir komuta merkezleri tarafından kendi hedefleri ve projeleri doğrultusunda oluşturulan gruplar geliyor. İlim, sabır, adâlet, vatan, millet ve bayrak değil. Cihad, asırlardır Müslüman toplumların damarlarında dolaşan en güçlü ruh, en diri vicdandı. Kalemiyle, kılıcıyla, duasıyla, sabrıyla, adâletiyle, mücadele eden bir ümmetin ortak değeriydi. Ne var ki bugün bu ruh, bu duygu ve düşünce ya yanlış yorumların ve algıların gölgesinde ya yanlış anlaşılmanın ya da modern hayatın tozları arasında. Unutulmanın girdabında, modern çağın aldatıcı parıltıları arasında kayboluyor.
Cihad, sadece savaş meydanlarında değil; ilimde, ahlâkta, nefis terbiyesinde ve değerli toplum inşasında bir mücadele ruhudur. Tarih boyunca Müslümanların medeniyet kurma enerjisi, bu cihad anlayışından beslenmiştir. Cihad, sadece bir kavram değil, insanın, ailenin, toplumun, milletin ve ümmetin vicdanı, diriliş ve var oluş azmidir. Cihad, tarih boyunca İslâm ümmetinin damarlarında dolaşan en güçlü ruh, en diri duyguydu. O, sadece kılıçla değil; kalemle, sözle, adâletle, sabırla, nefis terbiyesiyle yapılan bir mücadelenin adıdır.

14