Ayet ve Hadislerin ışığında imtihansınav dünyası

Modern hayatı, insanımızı esir aldı. Temele oturunca bütün imkanlarımızı da onun emrine veriyoruz. Ramazan-ı Şerif'in manevi havası, bereketi, zemini, orucumuzun öğrettiği sabırla şükürle irademizi Rabbimizin rızasını kazandıracak ameller işletir İnşallah. Modernizmin tasallutundan da kurtarır.

İmkânlarımızın bizde "emanet" olduğunu, yaşadığımız her şeyde bir "imtihan unsuru" bulunduğunu da canlı tutmamız gerekiyor. Peygamberimizin: "İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki, dininin gereklerini yerine getirme konusunda sabırlıdirençli davranıp Müslümanca yaşayan kimse, avucundaateştutan kimse gibi olacaktır" buyurması da bizlere teyakkuz hali taşıtmalı.

Bu hadiste imansızlıktan söz edilmiyor, bilakis dini yaşamanın zorluğundan bahsediliyor.Demek zor da olsa yaşanıyor... Nitekim ilgili hadisin bazı varyantlarında Peygamber Efendimiz;"o günlerde iyi bir iş yapan kimse, başka zamanlarda o işin aynısını yapanın alacağı ecrin, sevabın elli katını alacağını"müjdelemiştir.

Peygamberimizin bahsettiği zaman, ahir zaman fitnesidir.Ahir zaman fitnesi yıllarca süren ve şiddetine göre değişik safhaları olan uzun bir zaman dilimidir. Biz elbette ahir zaman fitnesinin içerisindeyiz."Allah Allah"demenin yasak olduğu,Kur'an okuyanın hapseatıldığı, bazıcamilere askerî katırların bağlandığı ve ahırlar hâlinegetirildiği bir zaman dilimini büyüklerimiz bizzat yaşamıştır. Binlerce subayın sırfnamaz kıldığı veya sırf eşinin başı örtülüolduğu için görevinden atılması"ateş korunu avucunda tutmak"değil de nedir

Bu asırda dinsizlik, imansızlık fen ve felsefeden geldiği için, bu materyalist akımlara karşı durmak elbette zor iştir.Ancak her derde devayı ihsan eden Allah bu asırda da"bilimsellik görüntüsü altında"hücuma geçen dinsizlik akımlarına karşı, Kur'an'ın ilmî yönlerini gözler önüne seren birçok çalışmalara ışık yakmıştır.

Bu asırda, Kur'an'ın mucizeliği çok büyük önem arz etmektedir. İmanı çok kısa yoldan kuvvetlendiren, vesvese kirlerinden arındıran, iyi ahlak ve güzel amelle destekleyip pekiştiren prensipler ders verdiğine binlerce ilim ve bilim adamı şahitlik etmektedir.

Zorlu kulluk imtihanı nimetlere karşı şükür, sıkıntı ve zorluklara karşı sabırla kazanılır. Dünyaya imtihansınav için gönderildiğimizi de canlı tutalım. Şükür ve sabrı kuşanarak bu imtihanı kazanan mü'minin hali gıpta edilecek bir haldir. Hz. Peygamber bu durumu şöyle belirtiyor: "...Nimete kavuşsa şükreder, bu onun için hayır olur. Başına bir bela gelse sabreder; bu da onun için hayır olur."

Hayat baştan sona kulluk imtihanından ibarettir. İmtihan kulluk kalitesini ölçmedir. Bu ölçmede insanın iyilik ve kötülük karşısındaki tavrı esas alınır. İmtihanla kişilik ve karakter belirlenir. Fitne ve ibtila da imtihan demektir. Madenler, cevher ve posa ayrılsın diye yüksek dereceli ateşe atılır. Böyle bir işlem yapılmadan cevherle curuf ayrılmaz. Bunun gibi insanlar da hayır ve şerle, hastalık ve sıhhatle, zenginlik ve fakirlikle, sıkıntı ve ferahlıkla, nimet ve musibetle imtihan edilir ki gerçek kimlik ve kaliteleri ortaya çıksın, böylece hem dünyada hem de ahirette lâyık oldukları konuma kavuşsunlar.

Yüce Mevlâ bu imtihan ve imtihan şekillerini çeşitli ayet-i kerimelerle açıklamıştır. Birkaçını arz edelim:

"Herkes ölümü tadacaktır. Biz sizi denemek için hayır ve şerle imtihan ederiz. Sonunda ancak bize döndürülürsünüz."