'Türkiye Balkanlar'da tehdit değildir'

'Rumeli Kanaat Önderleri'nin Trakya Üniversitesi'de 17 Ocak'ta yaptıkları 6. toplantıda konuşulanlardan özet bir vurgulama yapmak istiyoruz:Doç. Dr. Kaan Gaytancıaoğlu tarafından sunumu yapılan Avrupa Birliği Güvenli Araştırmaları Enstitüsü'nün (EUISS) resmi yayını olan CHAILLOT PAPERS'in Ağustos 2018'de yayınladığı 147'nci sayısında, "Balkanların Geleceği 2025 Yılı İçin 3 Farklı Senaryo" içeriğiyle kaleme alınan raporun geneli hakkında yer alan iddialara karşı değerlendirmeler yapıldı. İlk değerlendirmeyi yapan Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Serdar Çam, bu tip toplantıların böyle seçkin bir topluluk tarafından ele alınıp tartışılmasının ve üzerinde çalışılmasının çok olumlu bir faaliyet olduğunu özellikle ifade etti. Sunumu yapılan raporda görüldü ki; Avrupa Birliği özellikle yakın tarihimizdeki tüm yaşanmışlıklara rağmen huzur, barış ve kalkınmada bir tehdit olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni görmektedir. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm Avrupa ve özellikle Balkanlar için bir tehdit unsuru değil, bilakis huzur ve barışın sağlayıcısı ve yegâne teminatçısı durumunda olduğu bir gerçektir. Bu tür toplantı ve değerlendirmelerin çok önemli olduğunu ve sık sık yapılması gerektiğini ifade etti.- Kanaat Önderleri Topluluğu'nun kurucuları arasında bulunan, AKP 23. dönem milletvekili ve AB Bakan Yardımcısı Dr. Alaattin Büyükkaya ve ANAP döneminin bakanlarından Lütfullah Kayalar ile Avrasya Vakfı Başkanı Akkan Suver de Türkiye ile Avrupa ülkelerinin Balkanlar özelinde nasıl bir ilişki içinde olması gerektiği ile ilgili duygu ve düşüncelerini aktardılar ve yaşanmışlıklarından örneklerle Balkanlar'ın geleceğine ışık tuttular.Ayrıca Prof. Dr. Adem Fazlıoğlu, Av. Burhaneddin Hakkgüder, Emekli Vali Selman Yenigün ve Yıldırım Ağanoğlu da konu ile ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirdi. Son olarak Kanaat Önderleri Topluluğu'nun kurucusu olan işinsanı ve 'Tek Rumeli TV'nin sahibi Atilla Baykal'ın '2022 yılının Rumeli Yılı' olması ve içerisinde Rumeli ve Balkanlar'ın tartışıldığı, tüm yönleriyle konuşulduğu bir yıl olması yönünde sunduğu öneri, oybirliği ile kabul edildi.GÜNÜN SÖZÜ"ATATÜRK'ün siyasi iktidarını ve kuvvetini diktatörlük olarak değil, geri müesseseleri yıkma ve uygar bir düzeye çıkma aracı olarak kabul etmek gerekir." Prof. Dr. Tarık Zafer TUNAYAPROF. SÖNMEZ, 880 SAYFALIK KİTABINI 5 YILDA YAZDISarıkamış ihmal edilmezSARIKAMIŞ Dayanışma Grubu Kurucu Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez'in 20 yıllık bilgi birikimi ve 5 yıllık bir çalışması ile yazılan 'Sarıkamış-Kafkas Cephesi' kitabı Tarihçi Kitabevi'nden çıktı."Rus, Alman, İngiliz, Amerikan, Fransız Genel Kurmay arşivleri, daha önce yayınlanmış eserler, makaleler, tez çalışmaları ve anılardan yararlanılarak hazırlanan bu eser, umarım 'Sarıkamış-Kafkas Cephesi' konusunda yapılacak çalışmalara kapsamlı bir kaynakça olur" diyor Hoca önsözünde.880 sayfalık eser için Prof. Sönmez şunları söylüyor: "'Şehitlere Hizmet İbadettir' sloganından yola çıktım. Herkesin Sarıkamış Savaşı'nı 15 gün olarak konuşması büyük bir eksiklik olduğu için ben dört yıllık savaşı anlattım.Elbette bu savaşa nasıl girdiğimizi, Cihad'ın nasıl boş bir tehdit olduğunu, Almanların entrikalarını tüm detayları ile inceledim. 15 günlük savaşın her gününde hangi kolordu (9, 10, 11. Kolordular) neredeydi, ne kaybettine kazandı, aynı anda Ruslar nerede idi, tek tek dokümante ettim. Dört yıl içindeki sağlık hizmetlerini anlattığım gibi büyük bir arşiv taraması yaparak dört yıl boyunca bilinen şehit doktor künyesi 164 iken 240'a çıkardım. Esarete giden doktor ve eczacı sayısı 27 iken 83'e çıkardım.Bilinen bir gerçektir ki savaş bitince başka bir felaket başlıyor: Esaret.Esirlerin nakilleri sırasında çektikleri acıları Rus gazetelerinden gün gün takip ettim. Çok değerli anılarda esir kamplarını tek tek dolaştım. Esir kamplarında yaşananları, firarları ve 5 veya 7 yıl sonra dönüşleri inceledim. Almanların bizi soktuğu bu savaşta, bizim için kurulan 9-10 cephenin hepsinin yenilmemiz üzerine kurgulandığını anlatmaya çalıştım. En önemlisi 15 gün içinde verdiğimiz şehit ve yitik sayısını yerli ve yabancı kaynaklarda araştırdım. Tarihçiler bizleri 15 gün içinde 30 ile 90.000 arasında kaybımız olduğunu tartışmaya zorlarken, gerçek rakamın 15 gün için 108.000, dört yıl için 600.000 olduğunu belgeleri ile ortaya koydum."BİLİYOR