Enflasyon raporu

Son dönem ekonomik büyüme gelişmelerine baktığımızda iki kaynağın sürekli öne çıktığını görüyoruz. Bunlardan birincisi tüketim harcamaları ve diğeri ise pandemi sonrası ülkemize yönelen dış ticaret talebidir. Ekonomideki çıkmaz şimdi bunların da olumlu etkisini yavaşlatacak veya etkisiz hale getirecek gibi gözüküyor.Olumlu derken yanlış anlaşılmasın...İnanılmaz derecede değişen fiyatların tetiklediği ertelenmeyen tüketim harcamalarındaki artış ile küresel arz zincirindeki kırılma nedeniyle geçici olarak ülkemize kayan ihracat talebi palyatif ve ekonomik politikalardan bağımsız gelişen bir süreçte sözde ekonomik büyümenin kaynakları olmuştu.Şimdi bunun da sonuna geliyoruz.Bu gerçeği Merkez Bankası'nın son enflayon raporunda da anlıyoruz.Durun, sakın yanlış anlamayın!Merkez Bankası raporunda ekonomik büyüme konusunda bir yorumda bulunmadı. Sadece bu da değil... İşsizlik oranı ve üretimin yapılandırılmasının enflasyonla ilişkisi hakkında tek bir kelime bile etmedi.Onun yerine bol bol enflasyonun akademik öğelerini vurguladı, optimizasyon uygulamaları eşliğinde yapılacak mücadelede yöntemlerini açıklamaya çalıştı.YİNE REVİZYONKısıtlamalar dahilinde en iyi sonucun alınmasını ifade eden optimizasyon kelimesi bu zamana kadar olan enflasyon raporlarında fazla gündeme gelmemiş, süslü bazı cümlelerle enflasyon sorununa değinilmişti.Şimdi ise vurgulu bir tarzda akademik cümlelere yerleştirilerek tüketiciye, yatırımcıya ve en çok da yabancı fon sahiplerine güven aşılanmaya çalışılıyor. Gerekli aşıyı da yılsonu tahmini yüzde 22 olan enflasyon oranını yüze 58'e çıkararak, tüketim harcamalarını kısacağını belirterek, devletin faizi ile mevduat faizini birbirine yakınlaştırarak yapmayı planlıyor ekonomiye. Bunun için de bizden, herkesten birkaç yıl daha zaman istiyorlar.Her durumda olduğu gibi... Zamanı da satıyorlar.Daha bir çok açıklama mevcut raporda ama bunların ve aslında hiçbir söylemin önemi yok. Nedeni