Başkasının ayıbını araştıran kendi ayıplarını göremez!..

"Söz taşıyan, eski düşmanlıkları yeniler, kinleri tâzeler. En yumuşak insanları bile çileden çıkarır!"

Ali Sâdık Efendi Diyarbakır velîlerindendir. Diyarbakır'da doğdu. İbrâhim Gülşenî hazretleri Diyarbakır'da iken onun sohbetlerine devam etti ve yasavvufta yüksek derecelere kavuşarak İbrâhim Gülşenî hazretlerinden icâzet aldı ve talebe yetiştirmeye başladı. 1553 (H.961) târihinde Diyarbakır'da vefât etti.

Bu mübarek zat buyurdu ki:

"Hak teâlânın lütuf ve ihsân buyurduğu bahta ve rızka kanâat etmeyen kimse, Rabbini bilmemiş ve O'na itâat etmemiş olur. Ey bir yerde durmayan, sebât etmeyen, rızık için didinip duran, koşan kişi! Sakin ol, yuvarlanan taş üzerinde ot bitmez."

"İster iyi, ister kötü olsun, kimsenin arkasından konuşma. Çünkü hakkında konuştuğun kişi gerçekten kötü ise, onu kendine düşman etmiş olursun. İyi ise, çok kötü bir iş yapmış olursun. Biri sana gelip de filân adam kötüdür derse, iyi bil ki, o kendi kusûrunu söylemiş olur."

"Birisi şu ibretli sözü söyledi: Gıybet edecek olursam, anamdan başkasının gıybetini etmem. Zîrâ böylece sevaplarım anama yazılmış olur!"

"Bir insanın iki şeyi dostlarına haramdır. Birisi; onun malını haksız yere alarak yemek, diğeri; arkasından iyi olmayan şekilde konuşmaktır. Biri senin yanında başkasının aleyhinde konuşuyorsa, zannetme ki başkasının yanında seni medheder. Benim nazarımda bu dünyâda en akıllı insan, kendisiyle meşgûl olup, başkalarından gâfil olandır."

"Düşmandan lâf getiren, insana düşmandan daha büyük düşmandır. Ey laf taşıyıcı! Düşmanım bile yüzüme karşı kötü şey söylemiyor. Sen ondan daha büyük düşman olmasan, onun arkamdan söylediğini, gelip de yüzüme karşı söyler misin Söz taşıyan, eski düşmanlıkları yeniler, kinleri tâzeler. En yumuşak insanları bile çileden çıkarır. Uyuyan fitneyi uyandıran kimseden en kısa zamanda kaç! Kavga iki kişi arasında yanan bir ateşe benzer. Söz taşıyıcı ise, o ateşin sönmemesi için odun taşıyan oduncu gibidir."