"Yâ Resûlallah! Bugün sana misafir geldim..."
Bir kimse, "Allahümme innî es'elüke bi-câh-i Nebiyyikel-Mustafâ"diyerek bir duâ etse, duâsı reddolunmaz.
Ziyâüddîn Ahıskavî Efendi Osmanlı âlimlerindendir. İsmi Abdullah'tır. 1146 (m. 1733) senesinde şimdi Gürcistan'da bulunan Ahıska şehrinde doğdu. Babasının vefâtından sonra Kars'a gelerek, Berküşâdî'den usûl-i fıkıh ve hadîs ilimlerini okudu. Bu hocası tarafından kendisine icâzet ve "Ziyâüddîn" lakabı verildi. Orada bir müddet kaldıktan sonra Erzurum'a, sonra Diyarbakır'a gitti. Oradaki âlimlerden, İslami ilimleriokuyup icâzet aldı. 1175 (m. 1761) senesinde İstanbul'a gitti. Burada çok talebe yetiştirdi. 1228 (m. 1813) senesinde Üsküdar'da vefât etti.En büyük eseri olan "Revâmîz-ül-a'yân" kitabında şöyle anlatır:Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselâmı çok sevdiğini bildirmiştir. Bunun için, bir kimse, (Allahümme innî es'elüke bi-câh-i Nebiyyikel-Mustafâ) diyerek bir duâ etse, duâsı reddolunmaz. Bununla berâber, ufak tefek dünya işleri için, Resûlullahı vesîle etmek, edebe uygun olmaz.Hazreti Ömer "radıyallahü anh" halîfe iken, kıtlık oldu. Eshâb-ı kirâmdan Bilâl bin Hars, Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" türbesine gidip, (Yâ Resûlallah! Ümmetin açlıktan ölmek üzeredir. Yağmur yağması için vesîle olmanı yalvarırım) dedi. Resûlullah o gece rüyâsında görünüp, (Halîfeye git! Benden selâm söyle! Yağmur duâsına çıksın!) buyurdu. Hazret-i Ömer, yağmur duâsına çıktı veyağmur yağmaya başladı...Ebül Abbâs bin Nefîs âmâ idi. Üç gün aç kaldı. Hucre-i saadete gelip, (Yâ Resûlallah! Açım) deyip, bir tarafa çekildi. Az zaman sonra, biri gelip, bunu evine götürdü. Karnını doyurdu ve (Ey Ebül Abbâs! Resûlullah efendimizi rüyâda gördüm. Seni doyurmamı emretti. Aç kaldığın zamanlar, bize gel!) dedi...