Sünnetleriöğrenmeksünnet farzlarıöğrenmek ise farzdır
Her müminin, en önce, Ehl-i sünnet îtikatını, kısaca öğrenmesi farzdır.
Yayabaşızâde Hızır Efendi Osmanlılar zamânında yetişen hadîs, fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerindendir. İstanbul'da Eyüb Sultan semtinde doğup yetişti. Mâlülzâde Nakîb Efendiden ders almaya başladı. Zâhirî ilimlerdeki tahsîlini bu zâtın huzûrunda tamamladıktan sonra, o zamanda bulunan Halvetiyye büyüklerinden Vişne Efendinin sohbetlerine devâm etti. Tasavvufta yüksek derecelere kavuştu. Kendisine yeniçerilerin orta mescidinde vâizlik vazifesi verildi. Osmanlı ordusunda bulunup, Allah yolunda gazâ etmenin fazîletine dâir vaaz ederdi. Sultan Üçüncü Mehmed Hân ile gittiği Eğri Seferinde, Tabur cenginde, 1596 (H.1005) senesinde günü şehîd oldu...Sefere çıkmadan evvel, kendisinin olanBeydâvî Tefsîri'ni talebelerinin büyüklerinden Bosnalı Hüseyin Efendiye gönderip; "Mütâlaa ettikçe bize duâ etmeyi unutmasın" dedi. Bundan sonra pâdişâh ile birlikte sefere çıktı. Yol boyunca askeri çok güzel bir şekilde muhârebeye hazırladı. Muhârebe esnâsında bir ara askerin durumu bozulup, firâr kaçınılmaz bir hâl almışken, Hızır Efendi pâdişâhın huzûruna çıkıp; "Sultânım! Ricâlullah bizimle birliktedir. Bir miktâr daha harbe tahammül ediniz. Neticede zafere ulaşacaksınız. Beni de duânızdan unutmayınız. Bu uğurda şehîd olacağımı ümid ediyorum" buyurdu ve toplanan askerle düşman üzerine at sürdü. Büyük kahramanlıklar gösterdi. Nihâyet şehîd oldu. Şehîd olduğunda mübârek vücûdunda birçok kılıç ve mızrak yarası vardı...Bu mübarek zatın cenâzesini İstanbul'a getirmek istedilerse de, gördükleri bir rüyâ üzerine, Tatar Pazarcığı beldesinde, Dülbendzâde Câmii avlusuna defnettiler...