"Kim yolculuğa çıkar da, düşmandan korkarsa!.."
Ebû Tâhir anlatır:"Bir yolculuğa çıkacaktım. Fakat bir zarar gelmesinden korkuyordum..."
İbn-i Kazvînî hazretleri evliyânın meşhûrlarından ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 360 (m. 971) senesinde doğdu. 442 (m. 1050) senesinde vefât etti.İbn-i Kazvînî hazretleri, hadîs, fıkıh ve tasavvuf ilimlerinde âlim olup, çok kerametleri görüldü.Ebû Nasr bin Sabbağ hazretleri şöyle anlatmıştır: Bir gün İbn-i Kazvînî hazretlerinin huzûrunda idim. Ebû Bekr İbni Rahbî ona dedi ki; "Efendim, nefsimin hangi isteğine karşı çıkayım" "Eğer nefsinin istediği şeyi yapmayı istiyorsan, muhalefet et! Fakat nefsinin istediği şeyi biliyor da yapmak istemiyorsan muhalefet gerekmez" dedi. Ben bu sözü kabûllenemedim. Yanından ayrılınca düşündüm. Tasvip etmiyordum. O gece rüyâmda bir sıkıntı içine düştüm. Biri bana "İbn-i Kazvînî'nin sözünü beğenmediğin için sıkıntıya düştün" diyordu...İbn-i Salah, İbn-i Kazvînî hazretlerinin bu sözünü şöyle açıklamıştır: "Ârif olan kimse nefsine sâhipolur ve onun isteklerine uymaz, zararından emîn olur. Mürid olan böyle değildir. Henüz o nefsine sâhipolamamıştır. Nefsi kötülükleri ister. Bunun için nefsinin böyle isteklerine karşı çıkması, yapmaması gerekir."İbn-i Kazvînî hazretlerinin hizmetçisi Muhammed bin Hibetullah şöyle anlatmıştır: "Bir defasında İbn-i Kazvînî hazretleriyle yatsı namazını kıldık. O, namaz kılmaya devam ediyordu. Namazdan sonra mescidde ikimizden başka kimse kalmadı. Namazını bitirdikten sonra, kandili alıp, tutarak önünden yürüdüm. Beraberce çıkıp yürüdük. Fakat evini geçip gitmiştik, yürümeye devam ediyordu. Ben de önünde kandili tutarak yürüdüm. Harbiyye'den çıktık. Bir mescidde iki rek'at namaz kıldık. Ben, artık nerede olduğumuzu bilemiyordum, öyle bir yere geldik ki, cemâatle tavaf yapmaya başladık. Gece çok ilerlemişti. Sonra elimden tutup, "Bismillah" dedi. Tekrar yürüdük. Birden kendimi Harbiyye yakınında buldum. Sabah namazından önce şehre girdik. Nereye gidipgeldiğimizi sordum. "Tavaf ettiğimiz yer Kâbe idi" dedi ve meâlen "Biz ona nimet verdik" buyurulan Zuhruf sûresi 59. âyet-i kerîmesini okudu."