"İnsanlar edebe, ilimden daha fazla muhtaçtır..."

"Kendisinden ilim öğrendiği hocada, ayıpve kusur arayan kimse,o zâttan istifâde edemez."

Abdullah bin Menâzil hazretleri evliyanın büyüklerindendir. Hamdûn-i Kassâr'ın talebesi olup, zâhir ve bâtın ilimlerinde âlim, faziletler sahibi idi. Hadîs ilminde de âlim olup, çok hadîs-i şerîf dinlemiş ve yazmıştır. 329 (m. 940)'da Horasan'da Nişâbûr'da vefât etti.

Ahmed bin Hamîdî Esved, Abdullah bin Menâzil'e gelerek; "Rüyâmda gelecek seneye kadar öleceğini gördüm, dünyâyı terk etmeye hazırlansan iyi olur" dedi. Bunun üzerine Abdullah bin Menâzil buyurdu ki: "Bize uzun bir süreden bahsettin. Gelecek seneye kadar yaşamaya elimde delîlim var mı" buyurdu.

Ebû Ali Dekkâk hazretleri şöyle anlatır: "Bir gün Ebû Ali Sakafî konuşurken Abdullah bin Menâzil, ona'Ölüme hazır ol, çünkü bundan kurtulmanın çâresi yoktur' dedi. Bunun üzerine Ebû Ali Sakafî ona'Ey Abdullah! Sen de ölüme hazır ol, şüphesiz öleceksin'deyince, Abdullah bin Menâzil kolunu yastık şeklinde uzatarak başını koluna koydu ve'İşte öldüm'dedi ve derhal rûhunu teslim etti. Bu durum karşısında Ebû Sakafî söyleyecek bir söz bulamadı. Çünkü Abdullah bin Menâzil'e fiilen mukâbele etmek imkânına sahip değildi. Ebû Ali Sakafî'yi dünyâya bağlayan birtakım sebepler vardı. Abdullah bin Menâzil'in ise Allahü teâlâdan başka meşgûliyeti yoktu. Dünyâ ile alâkasını kesmişti."

Abdullah bin Menâzil buyurdu ki: "İnsanlar senin sû-i zannından, sen de nefsinin vesvese ve hevasından kurtulduğun vakit, senin için vakitlerin en fazîletlisidir."

"İnsanlar edebe, ilimden çok daha fazla muhtaçtır."

"Hayâdan bahseden, ama kendisi Allahü teâlâdan hayâetmeyen kimseye ne kadar şaşılır."